Sokakları çiğnenmekten aşınan
yinelenen sızıdır gurbet,
kuşlar konar pencereme
dili dilince,
sular akar toprağımdan
suyu suyunca,
duyguların söyleşir
sesi sesimce,
anlaşılır bir gün evrensel dille
Bir düşü suluyorum
vazodaki güllerin
suyunu değişir gibi
Koltuğumda kitaplarım
dilimde "katibim" türküsüyle
son katına çıkıp Eyfel'in
Seine Nehri'nde kanatlarını yıkayan
kırlangıçları seyrediyorum;
saçlarını okşuyor bir genç kızın
mavi gözlerinden öpüyor delikanlı,
insanlar geçiyor önümden
ayakları telaş içinde
akışına karşı suyun
yürüdüklerini sanıp
akıyorlar suyla birlikte
Topuklarımdan izi silinmeden Eyfel'in
Manş Denizi üzerinden geçerek bir bulutla
vatanımın parklarından çok tanıtılan
Hyde Park'ında sisler ülkesi Londra'nın
tezgahlarda simit satılıyor mu
aranıyorum
Ülkemin coğrafyasını usuma kazıdım
eprimiş ince bir atlastan,
oyalı yazmaları anımsatan kıyılar
genç bir kız gibi koynunu açan dağlar
davetinizi duyuyorum,
geleceğim bir gün
çağıran güzelliğinize. **
'Bu dilde söylenenleri anlıyorum ama konuşamıyorum.' problemine yol açan yabancı dildir... Diğer dillerin aksine, ileri yaşlarda öğrenilebilecek bir dildir...