güzel bir günün ardından, yada birdaha görüşmemek üzere, sevgili gözden kaybolana kadar geçen süredir, benim için vedalaşmak.
gene herzamanki gibi, sinemajestic'te izlenen filmin ardından kahveler içilmiş, taksim'den 4. levent yönüne giden metroya binme zamanı gelmiştir. sevgili, yürüyen merdivenden aşşağı doğru, yavaş yavaş gözden kaybolurken, o an metro koridorlarında canlı müzik yapan gencin kemanından gelen melodinin hüznüne kapılırsın. ertesi gün finaller başlayacaktır ve şehirden ayrılacaksın. onu son görüşündür aslında, ama farkında değilsindir. sevgiliyi, gözden kaybolurken gördüğün o an, hafızana kazınır.
zordur, berbattır. onca yaşanmışlıklara onca yaşanan her saniyenin hatrına zordur vedalaşmak. kısa bir süre zarfıda olsa zordur vedalaşmak. otobüse binmek, el sallamak zordur... konu ile ilgili: