sevgiliyle uyumak bir paket program gibidir. hem birlikte uyumayı hem de uyanmayı içerir, ve bazen sevişmeyi de... en güzeli hangisidir sorusuna bir cevabım yok zira hepsi ayrı ve özeldir.
yalnız başına sevgiliden kilometrelerce uzakta* uyumaya çalışan bünye başlar yorganla mücadelesine. bir o yana bir bu yana bok varmış gibi döner durur. böyle şuursuzca dönüşlerde yanıbaşında sevgilisini hayal eder hep. o olsaydı yanında sırf onu rahatsız etmemek için dönmeyecek, uslu uslu onun soluk alışlarını, ufaktan başlayan horultularını dinleyecek, bir horultunun insana verdiği huzuru şaşırarak duyumsayacak ve o mutluluk halesinde uyuyakalacaktır.
ya da sevgilisiyle beraber uykuya geçmeye çalışma faslını atlatacaktır. birlikte ordan burdan, bazen gelecekten konuşacaklardır. bi biri birinin koynunda, bi öteki... gecenin sessizliğinin otomatik olarak yüklediği romantik ortam illa ki beraberinde küçük öpüşleri, ufak dokunuşları da getirecektir. ve bi kez daha sakinleşip uykuya dalacaktır bünye.
insan soğuk ve uzak yatağında debelenirken işte bu sahnelerin öznesi olmayı özler. sevdiceğinin kokusunu, her daim soğuk burnunu, hep hazır koynunu özler...
çok özledim sözlük. o kokuyla, yüzüm boynuna yerleşmiş bir şekilde o kokuyu içime çekerek uyumayı, sabah uyanınca da o içi gülen gözlerin bana bakmasını özledim.
(bkz: air20)
her sabah akla gelir ve her gece. gece yatarken yorgana sarılırsınız ve gözünüzü kapatarak sevgiliyle uyuduğunuz anı getirirsiniz aklınıza. gerçekten hissederek, yoğunlaşarak. bir zaman sonra gerçekmiş gibi hissedersiniz. gülümseme oluşur yüzünüzde, bütün gece uyumayıp sizi izlemiştir o gece ve belki hala da öyle yapıyordur. eğer bir fırsatı olursa koşa koşa ilk sizin yanınıza gelip uyumak isteyeceğini adınız gibi bilirsiniz. bu yüzden rahatlarsınız sevginizin hala taze olduğuna. onla gerçekten uyuyamamak çok kayıp değildir artık çünkü zamanında yapmışsınızdır ve o kişinin sizi hala sevdiğini biliyorsunuzdur. sadece sizi.