özentilik bence. bu arada ileriki yaşlarda bunlar hep birer pişmanlık olacak size. emin olabilirsiniz. bazı seyler evlilikle ilgilidir ve özel olması gerekir.
huzurdur. gözünüzü açtığınızda karşınızda o kadar masum bir şekilde duruşuna içiniz gider. mutluluğun en üst, en saf seviyesidir. gözleri kapalıyken kirpiklerini saymak istersiniz. yanağını okşamak, saçlarını sevmek, dudaklarına küçük bir buse kondurmak. kıyamayıp güzel gözlerini açmasını beklersiniz. dünyanın en güzel zaman dilimidir.
gerçekten seviyorsan eğer dünyanın en huzur veren şeyidir. bütün gece aynı yönde uyuma fedakarlığı gösterip kolunda oluşan uyuşukluğa ya da ağrıya aldırmıyorsa eğer, kaybedilmemesi gereken erkektir. gerçi sarılmadan uyusa bile yanınızda olması apayrı bir güven veriyor insana. hele bir de kokusundaki büyüye tutulmuşsanız onsuz uyumanın haram olacağı gecelere alalettir.
bir süre sonra allllaahhh diye bağırmamak için zor tutarsın kendini. abi tek kişilik yatak, iki kişi yatmaya çalışıyorsun ayrıca ''kıpırdama, oraya dönme, arkanı dönersen konuşmam.'' gibi saçma sapan cümleler. afakanlar basıyor gerçekten, tek duymak istediğim cümle. ''istersen salona git, sonra gelirsin.'' dua ediyordum bu cümle için. evet.
Evet buraya kadar herşey güzel. Hiç deneyimlemedim ama öyledir herhalde. Sabah uyanınca ne yapıyorsunuz peki. Ağzınız leş gibi kokmuyormu sizin. Aradaki 3 cm mesafeden kıza günaydın derken size senin ağzını sikeyim demiyormu.
hava sıcaksa aşırı rahatsız edici bir durum haline gelebilir. ayıp olmasın diye sıcaktan yapış yapış oluncaya dek sarılıp uyunur sonrasında sıcak dayanılmaz hale gelir ve çiftimiz birbirinden iki metre uzakta serin serin uykuya dalarlar. mutlu son.
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,
Görmezler ufuklarda, şafak söktüğü anı...
Gördükleri ru'ya ezeli bahçedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen ruzgarı başka.
Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez;
Gül solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez...
Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi...
Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi, bir fiskiye ahengini dinler.
Bir ruh, o derin bahçede bir defa yaşarsa
Boynunda O'nun kolları, koynunda O varsa,
Dalmışsa O'nun saçlarının rayihasiyle,
Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.
Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık
Bir mucize halinde o gözlerdendir artık.
Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur
Zira, susatan zevk, o dudaklardakı tuzdur.
insan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan...
Bir sır gibidir azçok ilah olduğumuzdan.
