yeni neslin büyük sorunudur. gelin de onu bir dakikanın dört kontör olduğu zamanlardaki sevgililere sorun. bu çılgınca tarifeler sevgiliyle konuşmayı bile anlamsızlaştırmış anlaşılan.
bazen öyle sessizlikler olur ki duymamak imkansızdır.. o size telefonda eski eşinden bahseder birden, sizin boğazınız düğümlenir, susarsınız.. bir süre susulur, ne desem diye düşünürsünüz.. içinizden kurduğunuz her cümle yanlış gelir size, bir türlü doğru dürüst bir cümle kuramadan karşı taraf bozar sessizliği.. size her zamanki gibi susmak düşer, susarsınız..
aslında ilişkinin laşkalaşmasını sağlayan sessizliklerdir. konuşacağını konuşmuşsundur. konuşacak konun kalmadığı için sessizlik yaşanır. ama yok kapanmaz o telefon kapanır mı bokunu çıkartmak lazımdır. artık konuştuğunuz konular o kadar saçmadırki bülent ersoyu konuşursun çiçeklerin rengini tartışırsın. elde ettiğintek şey zaman kaybıdır başka hiç bir şey değildir.
17 gündür telefonla konuşuyoruz toplam 15 saatten fazla konuştuk. ancak hiç sıkılmadık. duraksadık ama zeka dolu kafalarımız bunu da atlattı. ayrıca o konuşmalar boyunca bir kere olsun şu kelimeleri söylemedik;
- seni seviyorum
- aşkım, hayatım, bitanem
tıkandığımız bazı noktalarda işi alaya alıp;
- ee naber?
+ iyi senden naber ?
- benden iyi
+ ee naber?
- iyi senden naber?
+ iyi iyi canım.
uzayıp gidiyor. sonunda kısır kısır gülmeler falan. iyi oluyor iyi oluyor. ancak tam dertleşme moduna giriyoruz böyle tl bitiyor, dakika bitiyor veya sabah olmuş oluyor ve en kötüsü beklenmedik misafir oluyor.
-
+
-
+
-konuşacak bir şey kalmadı herhalde kapatalım istersen
+yok ya telefonun ucunda senin olduğunu bilmek bile mutluluk veriyo
-(hass.)hmm şey tamam o zaman böyle kalalım madem.