nasil oldu anlamadim sozluk. alt tarafi yuruyus yapiyorduk. melul melul bakiyordu bahse konu hatun kisisi. evine az mesafe kala bizim ofisin oralarda oturduk duvar kenarina. sigara molalari icin gittigim yerlerden biriydi. malum kisiyle muhabbetimiz esasli ve keyfengizdir. hatirlamadigim bir konuydu yine yol boyunca konustugumuz. omuz omuza soluklaniyorduk orada. sigara cikardim, yakacaktim ki cakmak dustu elimden. alip basimi kaldirdigimda goz goze geldik tekrar. banu alkan dudagi kadar mesafe vardi aramizda. -normal dudak degil, illa banu alkan dudagi- hani bir an olur ya, bir saniye; olmustu iste. ne o once davrandi, ne ben. muthis bir senkron icinde zaman akmayi birakmis selam veriyordu bize. derken rujunun tadini hissettim. kac dakika surdu bilmiyorum. ayak sesleriyle bolundu opusmemiz. ayip denen birsey var tabi. gulustuk sonra, uzunca gulustuk.
bu da boyle bir animdi sozluk. tabi pesisira ayni hatun kisisi aglaya aglaya ofisin onune gelip sarilinca bana, daha sehvetengiz olanini yasamistik opusmenin. butun sirketin diline dusmem cabasiydi tabi.
katiyen olmaz. ayrıca ne demek sevgili? edep arkadaşlar lütfen.
birini kıskanıp boğabilirsiniz bir sokakta. sırf sizi sevmediği için veya sizden ayrılmak istediği için öldürebilirsiniz. barışmayı reddeden eski eşinize dayak atabilirsiniz. bir caddenin ortasında yumruklayabilirsiniz sevdiğinizi. hamileyken diri diri yakabilirsiniz bir kadını. erkektir, cinnet geçirebilir kıskançlığından. yol ortasında katledilebilirsiniz.
ama öpüşmek? yapacak bunca şey varken öpüşmeyin lütfen. nerede yaşadığınızı zannediyorsunuz siz? ahlakımız bozuluyor!
yaşadığımız toplumun büyük çoğunluğunun ayıpladığı gayet normal olay. madem o kadar rahatsızsın diğer tarafa bak ve yoluna devam et ama yok. gidip taciz edecek illa, o küçük beyninde kurduğu namus kavramını yaşatmak için mücadele edecek.
arkadaşının trafik kazasını öğrenen kız arkadaşım sokak ortasında ağlamaya başlayınca, teselli etmek isteyip kısa süreliğine sarıldığım ve yanağına ufak bir öpücük kondurduğum anda bir teyze balkona çıkıp "terbiyesizler, pislikler, bozdunuz mahalleyi, çoluğumuz-çocuğumuz var bizim...." ve devamını sinirden duyamadığım onlarca hakaret etmişti. kız arkadaşım da daha fazla ağlamaya başlamıştı. önce bunu teyzeye anlatmak istedim ama susmak bilmeyen teyze, ağlayan kız arkadaş, üzüntü ve sinir deposu ben. teyzeye sadece "kes sesini teyze gir içeriye" dediğimi hatırlıyorum. öyle insanlar var ki halk kahramanı bunlar balkondaki teyzeler, dükkan önünde oturup göt izleyen delikanlı dayılar. haklı olduğunu ve toplum desteğini alacağını hissediversin yeterli hemen zafer kazanmışçasına saldırıyorlar. bak yine hatırladım o lanet günü. koduğumun ahlak bekçileri.