evet arkadaşlar hayatımın en acı hikayesini sizlerle paylaşıyorum. çok utanç duyduğum bir olaydır. bundan yaklaşık 2 yıl önce biriyle tanışmıştım. kız böyle ekstrem sporları seviyordu. daha doğrusu hiç yapmamış ama bir hevesi vardı. bende öyle aksiyon seven, çılgın biri değilimdir ancak ona güzel şeyler yaşatmak için bir etkinlik buldum. hafta sonu, günü birlik rafting etkinliği düzenleyen bir grup vardı. bu grubun yetkililerini aradım. kendime ve kız arkadaşıma 2 kişilik yer ayırttım. ardından da bunu haber vermek için sevgilimi aradım.
+ aşkım sana bir süprizim var.
- aaa! ney çok merak ettim.
+ söylemem. yarın göreceksin. kendine bir çanta hazırla. havlunu, bikinini yanına al kesin. sahile gidiyormuşuz gibi hazırlan.
- yaa söylesene merak ettim.
+ fazla uzatma, yarın sabah 8 de kapındayım.
öyle de oldu. sabahın köründe kalkıp yanına gittim. onu aldım. o an söyledim zaten ona çok heyecanlandı. sonra gidip grupla buluştuk. ulan bunu düşünürken bir tek şeyi hesaba katmadım. hep erkekti gruptaki üyeler. minibüsle gelmişlerdi. minibüse bir girdim. alev saçan gözler vardı. adamlar ateş ediyordu gözlerinden yada ben kıskanç olduğum için öyle sandım. yavaşça kız arkadaşımın kulağına yaklaşıp;
''ya aslında düşündüm de, biz gitmesek mi ? hem ben üşürüm'' dedim. o da saçmalama bu saatten sonra nasıl geri dönelim hadi dedi ve güldü. oğlum soysopat, boku yedin dedim kendi kendime. neyse nehir kıyısına gelince orada güzel bir yemek yedik ve üstlerimizi değişmek için kabinlere gittik. ben hemen üzerime kıyafeti giyip. kız arkadaşımın kabininin önüne koştum. adeta doberman misali kulübenin 5 metre yanından kimseyi geçirmedim. organizatörler bizleri botlara yerleştirirken. yapacağımız şeyleri anlattı. düşünün botda 6 kişi var. 1 kız, 5 erkek. ulan bari bir tane kız olsaydı. toplam grupta 25 erkek var 1 tanesi kız. * neyse bıraktık akıntıya kendimizi. acayip güzeldi hoplaya zıplaya fışır fışır gidiyorduk. bir iki kilometre sonra çok fena bir yer vardı. botun önünün kalkmasıyla bottan düşmem bir oldu. suya düşer düşmez bir anda başladım çırpınmaya. bota yetişmeye çalışıyordum. botdakiler de beni boğuluyor sandı. halbuki ben botda yalnız kalan manitaya ulaşmaya çalışıyordum. ulan benim kız gitti. gözden kayboldu. arkadan gelen botla aldılar beni. ama 1.30 saat boyunca göremedim kızı. telefonlarda yok tabi yanımızda sonra etkinliğin sonunda gördüm. kıyıda sucuk ekmek yiyordu diğer elemanlarla. zaten sonra da ayrıldım.