hayvanlar gibi seven insanın en büyük dileğidir.her sabah evden çıkıp sinir stres içinde yüzüp yorgun argın eve döndüğünde hayal kuracak bile gücü kalmıyor insanın;telefonla konuşmak bir yere kadar, mesajlaşmak ona keza, buluşup çay kahve içmek anlık beraberlik, el ele yürümek yine kesmez, ''aynı eve çıkalım desek'' biri bakkala sigara almaya gittiğinde bile araya özlem girer bu da olmaz...peki nolucak direğe mi tırmanıcaz, kuşların kanadına mı takılıp gidicez, yeşilçamvari kötü adamları aşıp dağın başına mı kaçıcaz, geceden sabaha kadar pencerenin altında ıslık mı çalıcaz kukuma kuşları gibi, her gün balkondan çarşaf sarkıtmaca mı oynayacağız, yüksek duvarların arkasından birbirimizi görmek için durmadan merdiven mi kurucaz....peki napıcaz...???galiba tek bir çözüm var;metropoldeki yabanı bırakıp gerçek yabana akıcaz:bir in bulup karbonhidrat depoladıktan sonra kış uykusuna yatıcaz, aylarca kalkmıyacağız...varsın ayılardan farkımız olmasın,bir ağaç kovuğunda da olsa utanmadan sıkılmadan yaşayacağız...
yazarın imgesel dünyasından bir kesit okudunuz teşekkürler...
kalın yorganın altında soğuk elinizi sevgilinizin tenine dokundurmak var, bir de yazın hem görüp hem dokunmak var. en iyisi uykuya dalmalı bir an önce.