Salakca bir şeydir. Birlikte intihar edebileceğin biri varken yanında neyin kafasıdır bu? Zweig ve eşi değilsiniz ya 2. Dünya savaşının bunalımlarını yaşamıyorsunuz.
Eskiden zeki mürenin bile düşündüğü şey. Yanlış hatırlamıyorsam pilot bir sevgilisi oluyor. Çok seviyorlar birbirlerini ama adam evli. işin içinden çıkamayacaklarını düşünüp trafik kazası planlıyorlar falan.
intihar gibi felaket bir eylemi süslü gösterme girişimi.
farklı versiyonları da var bunun; işte haşa güya '' elit bir eylem '' olan klasik müzik dinlerken, haşa jakuzide '' kendine göre/ kendince '' keyif çatarken, haşa içki içerken vesaire vesaire.
eylemin içerdiği korku/ tedirginliği saçma sapan bir anlayışla aklınca lirik/ sanatsal bir mana yükleyerek bastırma çabası. kasıtlı olduğunu sanmıyorum, intiharı düşünen insanın psikolojisi bozuktur, bilinçaltı su yüzüne çıkmıştır. sizin tabirinizle 'mod'a girmek, akıntıya kapılmak gibi düşünün. birinin çekip çıkarması lazım gelir veyahut bir olayın uyandırması.
böyle şeylere özenmeyin arkadaşlar, zaten sağlıklı bir zihin ürünü olmadığı gibi sonu da asla iyi değil.
bir halt ettiğinizi düşündürüyor değil mi o köprüden el ele atlamalar, bilek kesmeler, kanla bir şeyler çizmeler veyahut bir not/ anı/ şiir bırakıp kendini asmalar? siyah beyaz gifler, o şarkılar ve filmler veyahut arkadaşların verdiği örneklerdeki hikayeler?
çoğunuz nasıl intihar edilir ( maalesef) biliyorsunuz ama intihar ettikten sonra başınıza geleceklere dair zerre fikriniz yok. Allâh muhafaza sizleri de bizleri de yakınlarımızı da. en sevdiğiniz insanın intihar ettiğini düşünün bir. kendi halinizi, ailesinin halini, eşinin varsa çocuklarının vesaire.
hele intihar edenin ebedi hayattaki durumu? haşa bir şeyden kaçtığınızı veyahut kurtulduğunuzu mu düşünüyorsunuz? haşa size böyle mi fısıldıyor gördüğünüz veya görmediğiniz '' birileri '' ?
cinnet hali başkadır. benim de malumatım kısıtlı olduğu için o açıdan değerlendiremeyeceğim ama karanlıklarda boğulmayın arkadaşlar. hayat varsa ümit vardır. çıkmadık candan ümit kesilmez öylesine haşa söylenmiş bir söz değildir. yolunda gitmeyen işleriniz olabilir lakin griyi siyah, siyahı simsiyah görmeye zorlamayın kendinizi. hayat inişli çıkışlıdır, nasıl işler iyi giderken terse dönerse kötü giderken iyiye de döner hayırlısıyla.
tabi sizin neyi iyi neyi kötü gördüğünüzle de alakalı bir durum. alkolik bir adam, içki alamayacak kadar fakirleştiğine üzülüyorsa ( haşa ve kella) bu adamın durumu kötü diyebilir miyiz? diyemeyiz.
dediğim gibi bu tür bunalımlar bozuk psikolojinin ürünüdür bunun da çaresi karanlıkları dağıtmaktır ki bu da islamı öğrenmek/ islama dönmek ile olur. kimse sizi Rabb'iniz kadar sevmez, O'nun kadar tanımaz. O'nun gönderdiği dini bilmez ve yaşamazsanız; ne kendinizi tanırsınız, ne doğru/yanlışı ayırt edebilirsiniz, ne karınızı/zararınızı anlayabilirsiniz. karanlıklar, gölgeler, griler arasında kaybolursunuz.
bugüne kadar ya kendi kafanıza göre yaşadınız ya da sağdan soldan duyduklarınızla... peki bu sizi nereye ulaştırdı? içinizdeki o boşluk doldu mu? bunalımlarınız/ melankolik haliniz/ bitmeyen hüznünüz dindi mi? kafayı yastığa huzurla koyabildiniz mi?
insan için neyin hayır neyin şer olduğunu ancak onu yaratan Rabbi bilir. ne yunan felsefecisi, ne rus yazarı, ne avrupa entelektüeli, ne de uzakdoğu keşişi/gurusu/ rahibi. ne popüler kültüre yön veren, sizi nefes alıp veren ölülere, zombilere çeviren para baronları.
uyanın artık. bugüne kadar onları dinlediniz ve bu noktadasınız. yanlışlığı/ çarpıklığı görmüyor musunuz?
yanlış yaptığını kabul etmek, gerçeklerle yüzleşmek nefsinize ağır geliyor olabilir ama gittiğiniz yolda daha fazla karanlıktan başka bir şey olmayacağını bilin.
haşa daha fazla seks ( zina), daha fazla alkol, daha fazla müzik, daha fazla film, daha fazla anime, daha fazla dizi, daha fazla kumar, daha fazla para ( haram), daha fazla parti, belki daha fazla uyuşturucu, daha fazla şöhret, daha fazla ilgi, daha fazla '' like ''... daha daha daha...
aradığınız bunlar mı? bunlar size ne getirecek? bugüne kadar ne getirdi ki?
bunlara bulaşmadan önceki halinizle şimdiki halinizi bir göz önüne getirin derim. sizlerden neleri götürdüğünü, sizi nasıl parça parça tükettiğini/ yuttuğunu fark edin.
dediğim gibi, uyanın artık.
edit: sevgili konusuna da değinemedim intihar gibi çok ciddi bir tehlike olunca. o da meşru bir iş asla değil. nasip olursa ona da değiniriz başka zaman.
