ilk bakışta sinemaya ya da bir cafeye gitmek gibi rutin olabileceği düşünülen bu aktivitenin altında aslında tehlikeli boyutlar olabilir, dikkat! her ne kadar kız milleti insanları kendi içlerindeki karmaşıklıklara kendileri de çok zaman anlam veremese de burada görünmesi aşikar olabilecek bazı şeyler var. evet en teklik yanlısı kız bile hiç boşuna debelenmesin, beyaz bir gelinliğin menziline girince vücudundaki adrenalin ve diğer ilgili hormonların etkilerini kontrol edemez bir insan evladıdır aslında. ve düğünde beyaz gelinlikler içerisinde bir arkadaşını görürse (bu benim başımdan geçendir, sizinki başka birisini de görebilir ama olsun, mesele beyaz gelinliği görmekte) işte o zaman kendi prensesliğinin günüyle ilgili hayaller hayal dünyasında dank etmeye başlayabilir. bunun etkileri tabi düğünün üzerinden biraz süre geçtikçe anlaşılabilir. ama buna dair belirli ipuçları da yok değildir hani. arkadaşım, mesela esas kızımız gelinin ayakkabısının altına ismini yazdırmışsa ve ya çiçeğini kapmaya çalışmışsa, yandın gitti. ama düğünün tadını çıkarmak lazım her durumda. mesela orada dans etmek çok güzel, kesinlikle farklı bir maneviyat, anlatamam şimdi , yaşamak lazım.
bir ilan ediş olarak da kullanılabilen bir durumdur.kız ve erkek yeni çıkmaya başlamıştır ve artık beraber olduklarını tanıdıklarına duyurmak isterler.bu düşünce altında davetlilerin %87 sinin tanıdık olma ihtimali göz önünde bulandurularak düğüne el ele beraber gidilir(yada ayrı gelindikten sonra beraber olma eylemine geçilir ve eller birleşir). bu faaliyet gerçekleştikten hemen sonra,cümle alem gelinle damadı bırakıp bu çifte bakar ve 'aaaaaaa!!! bunlar beraber miymişler?' gibi cümleler kuraraktan dedikoduya başlarlar ve düğünün gündemi değişir.
Nihahaha yine yine yeniden aslen başlık öyle değil böyle olacak diye başlacıktım sözlerime. seç begen al tadında bi kaç başlık açacak, sonra başlıklara son verecektim. Meğer ben gibi talihsizlerde varmış. Vay anam vay...
meğer, ne malzeme toplanan yerlermiş bu düğünler anam. Misal bu entryi hala ağzımın bi tarafı şaşkınlıktan felç geçirmiş halde yazıyorum ben. Ruj muj sürmeye kalkışsam saçın arkasına bakarken yaptığımız, başka bi ayna yardımıyla bakıp sürerim o derece kaymış tipim gerginlikten.
Başlık 1) Nişanlınızla nişanlı kişisinin kuzeninin sünnet düğününe gitmek ( ki benim dahil olduğum bu taze taze hemde.)
Başlık 2) sevgiliyle yakın arkadaşın düğüne gitmek ( agustos ayında düğün. ordaki hallerini de görüp yazacam)
Kimse sevgilisini düğünde görmeden evlenmesin kardeşim. Evlenmemeli. Dünden beri bi daha mı düşünsem diyorum misal ben. Meğer bu düğün denilen meret her türk erkeğinin içinde var olan, o türk erkeği yapısını ateşlendiren yerlermiş ağalar beyler.
Bi Misket havası bu kadar mı değiştirir bi adamı? Aha işte kaderimin tek okunaklı yeri bu, alın yazım, kaderim dediğiniz, ağır bi kere ciddi, dediğim adam bu mu?
düğün salonun en ücra köşelerinde içip pistin anasını ağlatan adam benim sevgilim mi lan? o nasıl kıvraklıktır. Adam pistte resmen solucan gibi kıvrıldı. Şaşırdım. Elimi kolumu nereye koyacağımı bilemedim ilişkide her sözü en son söyleyen o asi, (genelde son sözü hep o der, "evet aşkım haklısın" lafıyla noktayı koyar sagolsun.) o cool, o ağır adam gitmiş yerine pistte kelebek kanadı takmış gibi hareketler yapan, kollarını açıp kapatan, içkinin de etkisiyle dağıtan adam oydu. Ve bu bana hayatın en büyük darbesiydi inan. Olum düşünsene kendi düğününde asenaya bağlandığını. Yeminle babam vermez lan...
Bundan sonra sorsalar bana "nuko hanım sizce bi ilişkiye başlamadan, ilk olarak o ilişkiye ne görülmeden başlanmamalı" diye (de o nasıl soru lan. Ne diyon be sapık der mikrofonu yedirtirim ben) mikrofon uzatıp, ne anama ne babama selam ederim. Sadece,
En ingiliz tavrımla burnumu havaya kaldırıp "ayy tabii ki sevgilinin evine ailesiyle tanışma yemeğine gitmek, bi de düğüne gidip hal ve tavırlarına bakmak" diyecem ben. Evet sorsun biri yapacam. ilişkide cidden önemli şeymiş bu düğünler.
Bunları okuyorsan oynama be canım oynama be. butun kotuluklerin anasi içkiymiş. buna bağladım ben. Umarım sadece içkiliyken bu hal öyledir. Allahtan çalan çarkılar sadece bizim içimizden olan şarkılardandı. Bi ara zıplayı ver çekirge hoplayıver çekirge çaldı, piste zıplaya zıplaya gelecek diye çok korktum. Allahtan gelmedi, de hala yaşıyorum.
Bi de elektro müzik çaldığını düşün. Sana geliyorum ya rab geri çevirme...
Tanım: cidden insanı geren olay.
hayır, Zaten herkesin gözü yeni bi çift olduğunuz için sizin üstünüzde olduğundan gerim gerilen bünye bi de sevgili tarafından yapılan bu dans fiğürleriyle pekişince o gerginlik anlatılmaz yaşanır.
