uzun süreli bir ilişkide veya o sürenin hakkını verecek kadar yakın, duygularınızı ortaya dökmüş bir ilişkiniz varsa ayna gibi olursunuz sevgiliyle. birbirinizi tamamen tanıdıktan sonra sizin bazı fikirleriniz onu, onun fikirleri sizi çeker. hareketler benzemeye başlar. bir tercih konusu olduğunda seçiminizin aynı olma ihtimali yükselir. çünkü beraberce yapılan şeylerden, gidilen yerlerden ortaklaşa bir zevk çıkar ortaya. bu zevk anlayışı ne tamamen size aittir ne de sevgiliye. ikinizin ortak bir özelliği olmuştur artık.
birey olarak yapılan herhangi bir işte, elde edilen başarıda çevredeki bir insan 'sevgilin gibi' diye cümleye başlarsa anlarsınız işte bütün olmanın ne demek olduğunu.
veya bir konuşmada lafınızın bölünüp tıpkı onun gibi konuşuyorsun denilince anlarsın sevgilinin bünyede bıraktığı izleri.
ben bu duyguyu en çok sevgilimi kaybettikten sonra anladım. o öldükten sonra. çünkü yaşıyorken, birlikteyken o kadar çok bir olmuşuz ki farkına varamadım. ama daha yeni yeni bir şey yaparken fikirlerimi ortaya atarken takdir ediliyorum. vay be air20 lik cümleler, davranışlar diye tebrik ediliyorum. onun yaşasaydı herhangi bir konu hakkındaki düşüncesini beyan ediyorum. onu sürdürüyorum ben. çünkü zamanında o kadar çok şey katmıştır ki iki taraf birbirine, ileride bunlardan beslenirsiniz işte o olmasa bile yanınızda.. böyle bir insanın sevgilisi zaten anca onun gibi biri olabilirdi. cümlesi her şeyi açıklar zaten. gurur duyarsınız. onun gibi birini sevdiğiniz için ve onun tarafından sevildiğiniz için. artık insanlar çift kişilik gibi yorum yapar yüzünüze. kesin o da böyle aynı senin gibi düşünürdü derler. sevgiliyle benzeşmek budur işte. bazen hep aynı şeyi yapmak, hareketleri benzetmek değil, o yokken de onun varlığını sürdürebilmek ve onu ikinizin ortak kişiliği altında yaşatmaktır.
evleneceklerine inanırlar. vardır böyle bir batıl inanç.
aa şekerim ne kadar benziyorsunuz.
evet bebeğim herkes öyle diyooo
ay canım benim kesin evlenceksiniz öyle derlermiş ya eskiler.
ay inşallah tatlım darısı başına
kikiki diye gülüşmeler.
20 gün sonra tam 1 yıl olacak tanışalı.
tanıştık da öyle ha deyince sevgili de olmadık aslında. ama öyle aynı yaşıyorduk ki, aynı şeyleri söyleyip, benzer şeylere gülüp benzer acılardan geçmiştik, aynı kutuplar birbirini iter derler birde, aksine benzerlikler daha da yakınlaştırdı bizi. tamam biraz klişe olacak ama gerçek anlamda ruh ikizimi bulmuştum artık. aynı dili konuşabildiğim bir adamla hayat ne kadar da güzeldi. aynı merhameti, aynı sevgiyi, paylaştığın ne varsa bir o kadarını karşındaki insandan görmek daha değişik bir haz veriyor insana. çünkü anlıyorsun ki boşa değil çabaların, ne verirsen misliyle sana döneceğini bilirsin. önceki hayatlarımızda ikimizde de eksikti bir şeyler, birbirimize benzediğimiz için nerede neyin eksik olduğunu çözmemiz ve tamamlamamız da zor olmadı. çünkü vereceği tepkiyi bile yüksek oranda tahmin edebiliyorsunuz. kendinize nasıl davranılmasını istiyorsanız o şekilde davranıyorsunuz ve karşıdaki kişi bunu çok güzel yorumluyor. gelelim fiziksel benzeşmeye tamam vücut yapısı olarak benzeşiyoruz ikimizde uzun boylu yapılı insanlarız ama yüz olarak çok benzediğimizi düşünmüyorum fakat kolajladığımız fotoğraflarımıza bakarak herkes benzediğimizi söylüyor. ne bileyim güzeldir benzeşmek, hani derler ya "insan ya kendisi gibi olanı sever, Yada kendisinin olmak istediği gibi olanı." biz benziyoruz, olmasını istediğimizi de birbirimizi yönlendirerek tamamlıyoruz. yanlış anlaşılmasın değiştirmek değil geliştirmek adına yönlendirmeler bunlar.