"bizim kaderimiz buymuş belki de. severek ayrılmak zorundayız, sen böyle istiyorsun. ama zaten böyle olmalı. ben unutamayacağım seni, her sahilde senin kokun esecek belki bana. ama ben pişman değilim, iyi ki sen oldun hayatımda. sen de pişman olma olur mu? lütfen, pişman olma. elveda.
onlarca mesajlasmanin ardında, güzel ve güneşli bir sabah atılan mesajdır. o'nun mesajıdır... hala hatirlarim. ilk defa gulumsemesiyle uyandım bu sabah. ilk defa özledim seni lan. daha da özler miyim bilinmez...
bazı insanlar her şeyi sever. öyle bir anatomileri öyle bir ruhsal indileri vardır bu insanların. işte bu yüzden çok acı çekerler. çünkü her şeylerin içinde kaybolmaya mahkumdur. derken mahkumiyeti bile sever. bence sen farklı bir gezegene ait değilsin. çünkü diğer canlılardan farklı görünmüyorsun. belki ben doğaya aidim belki de sen. lakin ben gidiyorum. hoşçakal dünyalı.
ilk sevgilim ile vedalaşırken söylemiştim bunu. henüz lisedeydim ve bu sözler morgda dökülmüştü dudaklarımdan ondan sonrada vedalardan hep nefret ettim.
şimdi ayrılıyoruz ama bu aşk burda bitmez demektir. akabinde 5-10 yıl sonra tekrar karşısına çıkıp -bitmez demiştim, bitmedi- diyerek evlenme teklifi etmektir.
görüşürüz'dür. hele bi taraf seviyor da ayriliyorsaniz o görüşürüz bir umut isigi olur. fakat bilirsiniz ki o tamamen agiz aliskanligidir. hay ben onun o güzel agzina edeyim dersiniz. sonsuza dek gorusmezsiniz.