karanlık çöker akşamlarına. geceleri uyuyamazsın karışır gündüzün gecene. akşamları daha rahat geçer sabahlara göre o yüzden gün erken bitsin diye gece oturup sabah uyumayı tercih edersin. dışarı çıkarsın bazen .etrafta elele aşklarını özgürce yaşayan sevgiye doyan insanlara bakar dalar gidersin. acır işte .düşmüşsün gibi ellerine minik taşlar batmış gibi acır . ağlarsın da bir an nefessiz kalırsın ya hani sonra nefes alırsın bir anda ciğerine oksijen dolar için yanar ya ,işte öyle acır.
karanlıklar içerisinde bile küçücük bir ışığı hayal ederek uyumanı sağlayan sevgilinin özlemidir bu acı. sızısı ayrı zor ama sevmesi en güzel olan acı.acını seversin sadistçe, yaranı seversin .yaran yardan ötürüdür irinli de olsa öpersin geçsin diye. sabretmektir merhemin. mükafatındır geleceği gün sarılacağı kolları.işte ozaman acı diner mutluluktan yaran iyileşir .
sevgilinin yokluğunda şiddeli özlem duymanın verdiği kalp sızısıdır.hiç bir acı bukadar garip bir tat bırakmaz. sanki canın acıdıkça hoşuna gidiyor gibidir. bir yandanda gün başına, ömründen yılların gider gözünün önünde. sevgili ruhun parçası olmuştur. o yokken ruhun parçalanmıştır; bedenin olsa acıyan bir ağrı kesici uyuşturur ağrını ama bu öyle bir acı, öyle bir sızıdır ki hiç bir şey dindiremez. tek ilacın sevgilinin eşsiz kokusu, sıcacık sarılışı, varlığıdır. yanınızda olduğunda ruhunuz acımadığından anlamazsınız ama ayrılık çok derinden anlatır bu acıyı. haydi geçmiş olsun.