bahşedilmiş bir gün doğumu dahadır. kokusunu içine biraz daha hapsedebilmek, elini tutabilmek ve gözlerinin her bakışını hafızana yerleştirebilmektir. hep zamansız geçen vakit de gidecektir ve götüreceksindir kendi ellerinle, sonra el sallayıp ağlayacaksındır. ama bir gün daha saçlarına dokunabilecek, gülüşünü alıp götürmek isteyecek ve öpebileceksindir. bu nelere değmez ki; yüreğin bin kere onun yüreğine değerken?
arada bir sorun yokken, göremeyecek olmanın verdiği huzursuzluk kadar anlamsız huzurdur.
hiç bir sorun yokken göremeyeceğini düşünüp huzursuzlanmak ne kadar paranoyaklıksa, göreceğini düşünüp huzurlanmak ta o kadar yersizdir.
ortada olan en güzel şey ise buradaki muğlaklıktır.
hep böyle mi uyurdun geceleri? hep yarın da "o"nu göreceğinin tüm benliğine verdiği huzurla mı uyurdun geceleri? ya yarın yoksa? yarın hiç olmayacaksa ne olacak? bugünü "o"nunla geçirmen yetecek mi sana? ya da yarına "o" olmayacaksa ne olacak? belki de sen olmayacaksın yarına nereden biliyorsun? amacın sadece huzur bulmak mi? yoksa kendini mi kandırıyorsun?
tek gerçek bugün! yarın olmayabilir, olsa bile sen ya da o olmayabilir... huzurlumusun peki şimdi? uyuyabilecek misin şimdi yarını düşünerek? hadi yak tüm huzurunu yarın yeni bir gün her şey eksiksiz olsa da sevginiz yarına çıkmayabilir bunu düşündün mü hiç?