eternal sunshine of the spotless mind filmindeki gibi gidip operasyonla hafızanızı sildirmedikten sonra imkanı olmayan durumdur.
özlem artık dayanılmaz oldugunda elinizden gelen hiç bir şey yoksa hele birde saat farkı elinizi kolunuzu iyice bagladıysa tek yapabileceginiz kendinize onu unutturacak işler aramanızdır. boşunadır.
bir örnekle açıklamak gerekirse. karanlık bir odada analog bir saatle uyumaya benzer. kafanızı yastığa koyduğunuz andan itibaren oluşan o sessizlik halinde saatin tik takları beyninizin içini kemirir. başlarda çok rahatsızlık verse de yinede ara ara uyumaya çalışırsınız. kimi zaman uykuya dalıp aniden tekrar uyanarak saatin sesini yine duymaya başlarsınız. o ses ara ara böyle kaybolur, gelir. sonunda bir bakarsınızki siz uyuyup dalmışsınız sabah olmuş bile. sabah kalktığınızda onun varlığı da, sesi de dikkatinizi çekmez. o gıcık ses günün olağan gürültüsüne boğulmuştur ve o nasıl geçicek diye düşündüğünüz gece çabucak geçmiştir.
+ hoşgeldin ramazan abi
- hoşbulduk cigerim
+ abi sen yengeyle gelcen sanıyorduk biz.
- hay amk restaurant ta mı bıraktık lan?
- yok lan yok benzincide unuttum galiba.
+ abi cebine iyice bi baksan.