sevgilinin kız olmasını ya da çok narin bir erkek olmasını gerektirir. hayır yani sırtta olmayıp da böyle bir eylemi yapan kişi olamam ben. manyak olmak sevgiliyi sırta almaya gerektirmiyor bazen. *
- aşkaaaam beni sırtına alsanaaa!
+ alıyım hayatım, gel. ( hay mna koyim nerden çıktı şimdi!!)
- hooop! aşkaaaam sen benim atımsın dimiiii?
+ ne diyosun kızım ağzını topla!
- ya aşkaaaam!( ağlamaklı surat)
+ tamam aşkım tamam öyleyim. ( eve gidelim görüceksin hangimiz at hangimiz jokey)
- hadi aşkım dıgıdık dıgıdık koşsanaaaa!
+ oha verengül yeter be kızım abartma istersen!
- ya aşkaaaam!(ağlamaklı surat)
+ tamam hayatım koşuyim üzülme sen.( eve bi gidebilsek! ahh bi gidebilsek o zaman koşturcam ben seni!)
mantıklı bir ilişkide rastlanılması güç olmakla birlikte böyle eylemleri kaldırabilen beraberliklerde hoş görülen romantizmin henüz var olmamış bir boyutunun örnegidir.
manyaklar gibi değildir çünkü o yapılan hareketi sevgili mutlu oluyorsa yapan kişidir. bir insan hep sevgilisinin mutlu olmasını ister ve o mutlu olursa kişinin kendisi de mutlu olur. böyle bir mutluluk için sevgilinin sırtta taşınmasına değer.
Kliplerde görürüz. Kumsallarda koşturur eleman. Sırtında çimento torbası taşıyan amele gibi. Düşerler yuvarlanırlar, öpüşürler filan. Ulan ben kızla yuvarlansam en az 3 kemiği kırılır, 2 si çatlar. Ama bakıp görürsün bi yerlerde, hoşuna gider yani.