çoğumuz sevdiğimiz birinden artık vazgeçtikten sonra onu aslında o kadar da sevmediğimizi, sadece alışkanlık haline, hatta bazen de takıntı haline getirdiğimizi anlarız. hayat ne rahattır artık. bağımlı olunan, yaptığı her şey veya yanlışın kafamıza takıldığı bir parazitimiz yoktur hayatımızda! rahat bir nefes ımhh, sonrasındaysa hayata devam... lakin tersinin olacağı kimin gelir aklına?
işte bazense insan önce bir rahatlığını hisseder ayrılığın. sonrasında bağımlılığın getirdiği "ayrılığın koyması" dönemi semptomsuz atlatılır. sen zannedersin ki hiç sevmemişsin düşündüğün kadar. sonra bir hastalık sesilesi sarar insanın dört bir yanını ki bir türlü sağlığına kavuşamaz olursun. yataktan kalkamazsın. grip biter bademcik olursun. o biter alerji olursun. o da biter derilerinde abseler oluşmaya başlar. o da biter göğsün acıdığı için günlerce doktorda vakit öldürürsün derkeeen, sen aslında derdinin hayatından çıkardığın çok önemli bir şeyde kendinden bazı parçaları bırakman olduğunu anlarsın. erken ya da geçtir bilemem ama, kimin aklına gelir böyle sevebileceği? kim düşünebilir sevgilinin ona olan bağlılığını, ona gösterdiği ilgiyi özlemeyip, aynı zamanda hayatının cevheri sönmüşçesine parıltılarının yok olup sağlıksızlığın içinde kaybolabileceğini? ben düşünemezdim sevgi eşiğimin bu kadar yüksek, bu kadar kıdemli, bu kadar kutsal olabileceğini. acımasız, gündelikçi, çok güçlü sayardım kendimi. o umursamaz ben mi daha saygınmış şimdi, yoksa bu aşkı sevgiyi kalbiyle büyüten ben mi? bilemedim.
işte bilememek sevgiliyi ne kadar da çok sevdiğini, ellerinden mahrum kalınca bedeninin yok etmeye başlamasıymış kendini. sen gülüyorum eğleniyorum zannederken tükenmekmiş içten içe. ve ne kadar kendini kurtarmaya çalışsan eksikliklerinden, bir türlü tümlenememekmiş başka biriyle, istesen de bir başkasını beğenememekmiş çaresizce: görüp güzelmiş diyerek geçtiğini tekrar gördüğünde tanıyamayacak kadar lafta beğenmekmiş sadece...
koca bir resmin içinde renginin sökülüp alındığı, betimlenememiş gölge bir ben varmış da, ben kendimi o resimdeki baş köşe biblosu sanmışım...