psikopatlığın sınırı yok *
sınırsız mutluluk insanı ne oldum delisi yapar çok geçmeden de ölümünü hazırlar.hiçbir bünye o kadar mutluluğa alışkın değildir bunu bile cani sevgili pis oyununa başlar amaç sevgiliyi sınırsız mutlu etmek suretiyle hakkın rahmetine kavuşturmaktır görünüşte çok da masum bir yöntemdir kimse onu yargılayamayacaktır.felsefe ecel ayırsa bile mahşerde buluşruzdur * zaten sevgilinin bu beklenmeyen ölümü ardından sevgili canimiz kendisini de öldürür.hikayemiz de kısmen mutlu bir sonla biter.
daha gerçekçi düşünürsek eğer gerçekleşmesi muhtemel hadise. nasıl olabilir peki, bir düşünelim;
örneğin günümüzde epeyce bir örneği olan şu ciddi yaş farkı bulunan evliliklerden biri yaşanıyordur. damat eşine göre kimbilir belkide amca kıvamındadır. lakin gönüldür bu tabi, ferman geçmez. bize de laf söylemek düşmez. evlenmişlerdir, mutlu yuvaları vardır. bir gün genç kızımız yaşlı lakin ruhu genç kocasına o müjdeyi verecektir. hamiledir. koşa koşa ihtiyar sevdiceğinin yanında alır soluğu ve çığırır; *
- sevgilim ! ben hamileyim !
devamında mutluluk ile gelen bir kalp ağrısı, kıpkırmızı bir surat ve henüz ana karnında yetim kalmış bir yavrucak kalır.
işte ancak böyle bir hikaye ile olabilir sevgiliyi mutluluktan öldürmek.
ya o değilde bir cümleden ayaküstü hikaye çıktı ya, pes.**
hayat, aşk ve mutluluk konusunda ileri seviyede bilgi ve görüsü olan bir insanın, hiç de zorlanmadan yapabileceği yasal cinayetlerin en romantiği. diriltip diriltip yeniden öldürürsünüz, artık mutluluktan kusacak hale gelir. sarhoş gibidir, kendinde değildir, hayal/rüya aleminde yaşamaya başlar. olsun. zaten hayat bir rüya/hayal den başka nedir ki.