tek bir yolu vardır. ancak yapmak yürek ister. bir adet kız karşımıza alınılır. gerim gerim gerildikten sonra, sert bir manevray ile kızın burnuna kafa atılır. burnu kırılsa bile kalbi kırılmaz, sizden nefret eder ve bir daha asla karşınıza çıkmaz. kırık burun ağrısından kalp ağrısı hissedilmez. sonuç, mükemmel. haa her iki ağrıda aynı anda aşırı derecede varsa kızda, tek yapılması gereken kaçın yada artık allah ne verdiyse girişin. fakat bu çok düşük bir ihtimaldir.
-alo
-efendim aşkım
-merve sana bir şey söylicem
-dinliyorum aşkım
-merve ben şey dicektim
-ay ay bir de utanırmış yerim seni ne söylicen seni çok seviyorum biliyosun dimi
-merve ben senden ay.. ben senden a..
-hadi söyle geveleme
-akşam yemeğe gidelim dicektim.
gördüğünüz gibi hiç te kolay değil hatta imkansız...
seni sevmiyorum. kesinlikle umut falan besleme. bir iki gün zırlarsın geçer. en doğru yöntemin bu olduğunu düşünüyorum. diğer türlü aylarca sürüklenir insan. hatta o sırada başka biri varsa onu da net olarak belirtip ona aşık olduğunuzu söylerseniz daha az üzülecektir. kırılma yok, üzülme yok acı yok. tamam adi ya da aşşalık bir durum ama net.
Bunu sağlamanın tek yolu sizden nefret etmesini sağlamaktır. Öfke, kırgınlığın önüne geçebilecek güçlü bir duygudur. Başka bir yolu yoktur. Tavsiye etmiyorum. Böyle bir kararda bedel ödemek zorundasınız. Bu sorumluluğa sahip olmak gerekir.
Kırgınlık çoğu zaman kesindir. Mutsuzluk, depresyon kaçınılmaz sonuçlardır. Özellikle bayanlar histerik davranabilirler. Ayrılmak isteyen erkek ise bu durumun altında ezilir. O da belki ayrılmak istenilen sevgili kadar büyük bir bunalımdadır. Eğer bu durum uzun sürerse adam işinden gücünden geri kalır, ruhlaşır, mallaşır hayattan kopar.
Fakat:
--spoiler--
Bu süreçte yaşanacak hiç bir durum, mutsuz bir evlilikten, çoluk çocuk varken boşanmaktan, bireylerin birbirini yapamayacağı şeylerin vaadiyle oyalamasından daha kötü olamaz. insanların birbirinin alternatif geleceklerini çalması, canını almak kadar kötüdür..
--spoiler--
Nitekim, bir sevgisizlik, emin olamama, güvenememe, sıkılma, kendinden emin olamama gibi durumlar var ise eğer, önce bunu yenmeye çalışın, olmuyorsa ayrılın. Çok çelişkiye düşeceksiniz, eliniz sürekli telefonunuza gidecek, belki birkaç kez barışacaksınız. Ama yapmayın. Kararlı olun. Ayrılıp barışma durumları tarafların aşırı derecede yıpranmasına ve gelecekte normal bir arkadaş gibi bile ilişki kuramamasına yol açar.
Genç yaşlarda bu durumları yaşamak, ilerleyen yaşlarda yaşamaktan daha kolay olsa da, en iyisi bunu hiç yaşamamaktır. Bundan dolayı, asla büyük laflar etmeyin, büyük vaadler vermeyin, başta kendiniz olmak üzere insanların arayışlarının ve duygularının değişebileceğini bilin. Hatta bence 30 yaşına kadar uzun süreli ilişkilerden kaçının.
Not: Bu yazı direk deneyimdir. Genç nesillere öğüt niteliğindedir.*
bazen en umulmadık yalanları söyle yine de peşini bırakmazlar. onları kırmak imkansız hale gelir.
-aşkım biz adana ya taşınıyoruz.
-aa niye? olsun gelirim ben adana ya.
-evet ama temelli oradayız artık.
-olsun gelirim.
-adana çok sıcak yanarsın.
-olsun sıcak iyidir. gelirim.
-ada..
-gel.
-ama orda nasipse batman.
-gelirim gelirim.
"Sen daha iyilerine layıksın. Ben seni hic hak etmedim. " vs.cümlelerle başlayan ayrılık konuşmalarıdır. Fakat çok klişedir bırakın bu ayakları erkek milleti.
Yol-yordam arayışları yalanıyla film çevirmenin bir başka yolu. Milletin aklını karıştırmaktan, kendinde olmayanı oldurtup durumu boka sardırtmaktan başka bir işe yaramayan; Ahmet'in ki Mehmet'e, Mehmet'in ki Ahmet'e klasiğidir. iyi insan zaten iyi yoldan gider, kötü insan zaten kötü yoldan... Kötünün yol-yordamı zaten karşı tarafı tamamen bitireceği için, elalemin o çok mükemmel, o film tadında farklı yolları-yordamlar gereksizdir. Herkes mevzusunu kendine saklasındır.
- Komşu kızı kafayı bana takmış. onlar vandan geldiler. orada aşiretler. çok kalabalıklar. dün bizim evi basmışlar, bizim kızımıza yan gözle oğlunuz bakmış, ya hemen evlenirler ya da ölürsünüz dedi. mecbur kaldım. seni de ölüme atamam...