kişinin kendisine benzer bir sevgili istemesinden çok kendisini anlayabilecek bir sevgiliyi bulma,yaratma çabasıdır. işler bazen istenildiği gibi gitse ve küçük kızımız/oğlumuz büyüdükten sonra-ki amcam/yengem eğer yaşlanmamışsa bir de-gerçekten hoşlanmaya,takdir,saygı ve sevgiyi karıştırmaya başlayabilse de çoğu kez umulduğu gibi gitmez ve kızımız/oğlumuz fırsatı kaçmakta bulabilir. Yahut başka birine aşık olur * ve olaylar gelişir...
En güzel taraflarından bir tanesi edebiyat ve sanat zevkidir. Artık büyümüş olan kişi kendisini yetiştiren kişinin aşkını reddetse de ne şairane sözleri özlemekten,ne de yerleşik sanat kültüründen kurtulabilir. Kalan konular hakkında yorum yapmamak adettendir.
bonservisi elinde futbolcu almak ya da altyapıdan futbolcu çıkarmak gibidir. takımı ateşler canlandırır. ama çok iyi çıkması durumunda güçlü klüpler peşinden koşar elde tutması zor olur.
bir türkan şoray filmidir ki görüldüğü üzere küçük sevgilisi büyüyünce başkasına kaçıp türkan şoraya yar olmamaktadır. lakin ordaki kadın* bir tane daha doğurur ve filmin sonunda bebeği türkan şorayın kucağına vererek "aha buna iyi bak bari bunu kaçırma" demiştir. tabi bunu izlerken çocuktuk ama o zaman bile nasıl yadırgadıysak artık filmin her karesi aklıma kazınmış.*
ille de rezillik olarak düşünülmemeli eylemdir zira hayat sizi böyle yönlendirmiş olabilir,küçükken bi adamla -ki o zaman o da daha adam değildir genç bir çocuktur- tanışırsın ve heyhat ayrılmadan bugünlere gelirsin.farkında olmadan o seni sen onu allayıp pullayıp büyütmüş olursun.