abartmamak koşuluyla yerinde bir eylem olacaktır. simit ayranı kendi parasıyla da alabilir. lakin bir çiçeği kendi kendine vermez heralde! demi bence öyle sence değil mi?
amacına göre sevindiren ya da bir şey hissettirmeyen hatta bazen kızdıran eylemdir.
karşımdaki yanlış yapmış, yalan söylemiş, aldatmış, sonra eline bir buket çiçek alıp gelmişse yediririm o çiçeği.
yolda yürüyorsun. yapışmış çingenenin biri. zorla da olsa alınmış bir çiçek tebessüm ettirir.
yolda yürüyorsun. güzel bir gün. sevgilin bir çiçekçi görüyor ve o tarafa doğru seğirtiyor. işte bunlarla gelecen.
bu devirde sadece tavlamak için yapılan eylem. o kadar çirkin bir şeydir ki aylar geçince
"ya eskiden bana çiçek alıyordun sevgilim niye almıyorsun şimdi" sorusuna
"tavladık işte ne gerek var"
lafını söyleyen kazmalar mevcuttur.
sevgiliye -kızım sen benim için değerlisin- mesajı vermektir.
eski sevgilime bir gün çiçek almaya karar verdim. o zamanlar 3-4 yıllık sevgilimdi kendisi. çok seviyordum onu sözlük... neyse olay gerçekten trajikomik
dediğim gibi bir gün ona çiçek almaya karar verdim bursada oturuyorum bilen bilir namazgahta fıstıkhan diye bir çerezcinin orda çiçekçi vardır. oraya girdim genç bir adam vardı üniversite öğrencisiymiş bi taraftan da orda çalışıyormuş. bi buket papatya yaptırdım baktım böyle küçük geldi gözüme lan dedim bu ne böyle kedi kuyruğu gibi incecik oldu dedim abim biz burdan 2 buketi birleştirsek nasıl olur böyle daha ele gelen birşey olsa diye. adamla muhabbet falan bir şekilde yaptırdım onu sonra ben setbaşını baştan başa elimde çiçeklerle yürüdüm insanlar böyle saf saf bakıyor bana " işte o sevgilisine çiçek alan aşık salak genç bu " der gibi. ama aldırmadım ogün böyle tıraşımı olmuşum spor gömleğimi giymişim saçlarımda kabarık kıvırcık pek bi sevimli hissediyorum kendimi. parfümümüde fısfıslattım falan. neyse kızla buluştum ben kızın ilk tepkisi " bu ne babannene ver bunu (!)" oldu. o an dünyam başıma yıkıldı. çiçeğe baktım acaba çok mu dandik olmuş diye. yok ya okadar da kötü değil. ha tabi ilk kez papatya buketi yaptırdığım için içimde bi kuşku vardı birde değişik bir model ( 2 buketi birleştirmek ) yaptırmıştım falan. o gün çiçeği elinde taşımak bile istemedi sıkıntısı utanıyormuş falan. çiçeği almak istemedi neymiş aman efendim annesine ne diycekmiş. annesi bi sevgilisi olduğunu bilmiyordu. sonra çiçeği anne sana çiçek aldım diyip annesine vermiş... o kızla 1-2 hafta sonra ayrılmıştık. çok hevesim kırıldı sözlük. bir daha kimseye çiçek almadım. alamadım.
bi defasında sevgilime çok kızmıştım... onu gördüğüm an öldürebilirdim... saatlerce kavga etmiştik telefonda... telefonu kapatmış sinirden kudurmuştum... dersane zamanlarım... ders bitti çıktık efendim sinirli sinirli eve doğru giderken bır de baktım ellerinde çiçekler kapımda sırılsıklam (tam değilse bile paçaları ıslanmıştı) benı beklıyor.
lan bır anda sınırlerım gevşedi...
bildiğiniz yelkenler suya...
tipik duygusal bir kadın oldum..
yorgun argın işten çıkılmıştır, sevgili iş çıkışı bekleyeceğini söylemiştir. o ana kadar belki de yanına giderken çiçek alayım fikri yoktur ta ki sevgiliye 20 adım kala çok güzel gül buketlerini görene kadar. tam gül mevsimi çok güzel duruyorlar... elinde şapşal şapşal gülümseme ile buketle bekleyen sevgilinin yanına gitmek. paha biçilmez duyguların arasına girer.
tarafımdan karşı tarafa çiçek alınması son derece antipatik bir eylem iken, tarafıma çiçek alınması benim için son derece olabilirliği yüksek bir durum!!bir!
hangi yaşta olunursa olunsun, bir ilişkinin olmazsa olmazı. fakat yan çizen erkek milleti, 'aman yahu çiçeğe ne gerek var, sensin benim çiçeğim' derse de çizemez. *
hayvani büyüklükte bir çiçekse bu, sevgili her ne kadar sevinse de bunu eve nasıl götüreceğim diye kendini yer bitirir. onun yerine sevgiliniz çok tombul değilse
(bkz: sevgiliye çikolata almak)
kızların her daim bekleyip ama alınca artık nasıl bir metabolizma, nasıl bir heyecansa saçmalayarak geri dönen eylemdir. efendim vakti zamanında çok iyi ama bi o kadar saf mı desem ne desem bilemedim, öyle bi sevgilim vardı. yaz günü o montu giyişim bile yetmesi lazım iken ben ona çiçek alıp o montun içine sokuşturuverdim. yolda çiçekle gitmek bildiğiniz üzere zordur erkekler için. o psikoloji falan. aman aman, göndereceksin çiçeği, olmuyor.. herneyse ben bu dandik durumda almışım gitmişim sefgülümün yanına, mutlu mesudum, bir de ne duyayım..
''ne gereği vardı şimdi''
g*tüne felam sokarsın diye aldım diyecektim. zor tuttum yiminle..bre güzelim bre hayatım benim, nasıl ne gereği vardı lan, ne demek ne gereği vardı. yeriz diye aldım ben onu..tee allahım. sonra düşündüm ne gereği vardı şimdi nin anlamı nedir diye yani ben o çiçeği getirmesemde o beni seviyormuş, o bana aşıkmış, niye getirmişim falan. e getirmesek, romantik olmasak öküz oluyoruz..ne gereği varmış.. yaz günü terden bok gibi kokmuşum..yapmayacaktın gerçekten bunu..olmadı..
valla bir erkekler için imkansız gibi görünen bir durumdur. çünkü asla kızlar çiçek almazlar her zaman beklerler. tamam biz biraz daha sert insanlarız bayanlara göre ama sende çiçek alana kadar aynı parayla tesbih al, makinaya sayısal oynat ne bilim işte iddaa oyna kafandan kuponu bize ver. güzel olurdu aslında.*