aranda 550 km mesafe varken, kız kıza taksimde geceyarısı eğlenmek istediği andır. yetemezsin. ortadan 2 ye ayrılıp yarını göndermek istersin. evden alıp eve bırakmak istersin. gönlü olsun gezmeden kalmasın istersin. yapamazsın. iki ucu boklu değnektir. sorunlar büyür. artık dayanamazsın terkedersin. severken ayrılırsın. kısmet be sözlük.
sürpriz yapmak için dağları, yolları aşıp yanına gittiğinde aldatıldığını birebir gördüğün andır. yok bunun açıklaması. yetmiyorsan sevgilin değildir zaten. sevdiğin değildir.
yetmiyorsan öpemezsin bir daha. dokunamazsın tenine. korkarsın bir daha sevmekten.
romantikliğin dibine de batsan, odun olur çıkarsın. acırsa eğer için, merhemi asla olmaz o ilişkinin. aşk ulan bu. 3 harften çok daha fazlası.
çok soğuk bir şehirde üşüdüğünü bilirsin ama gidip ona sarılmaz sın, ellerini tutamaz sın, sen sıcak cık evinde üşürken onun orada üşüdüğünü düşündükçe çıldırırsın ama yetemez sin işte ona.
öncelikle 'hell yeah baby!' diyerek entryme giriş yapıyorum.
sevgiliye yetemediğin an nedir yahu?
sevgilinin istemenin sınırını bilmediği, hatta daha yurdum insanı tandansını yakalarsak; her istediğini vermenden mütevellit sevgilinin istemenin b.kunu çıkardığı andır o.
gönderin gitsin!
Oktan hızlı giden Malkaçoğlu gibi sevgilinin nesine yetişilir anlaşılmaz bir durum? Ayrıca
kız kıza muhabetin tadı hiç bir şeyde bulunmaz bu bir, tıpkı kahveye gidip, iki birayla batak oynamak gibidir, bu iki hem sonra her dakka dip dipe kesin ayrılık getirir, bu da üç.
