Tarih ve zaman hatırlayamıyorum ancak yakın bir zamanda okuduğum bir "efsaneyi" paylaşmak istedim;
2 yıldır birlikte olan bir çiftin hikayesi. erkek tam bir motorsiklet tutkunu. Kendine en sonunda bir R1 alır. sevgilisi hiç istemez bu derece tutkun olmasını. ancak bir sorun olmaz. hayatları bir 6 ay kadar daha bu şekilde devam eder. Bir gün arakadaşlarının doğum gününe giderler. kızın geleceği belli değildir o yüzden çocuk önden gider. ancak ilerleyen saatlerde kız da gelir partiye Çocuk motor kullanacağı için alkol almaz, eğlenirler, dans ederler hoş vakit geçirdikten sonra. Gecenin 3ünde evlerine dönmek için yola koyulurlar. Motora geçer çocuk , kız da arkasına biner. çocuk hızı belli bir sevide tutar 100, 120...
"sevgilim yavaşlar mısın korkuyorum?" der sevgilisi.
çocuk birşey söylenemez aynı hızda devam eder. bir süre daha devam ettikten sonra. çocuk kıza seslenir;
"hayatım kaskımı çıkarır mısın çok sıktı." der çocuk.
kız biraz mırıldanır ancak isteği üzerine kaskını çıkarır ve kendisine takar. Ona sımsıkı sarılmasını söyler. kız sımsıkı sarılır. Ardından kafasını hafifçe kıza döner ve " beni seviyor musun?" der. kız onu çok sevdiğini söyler ve daha sıkı sarılır. ardından birkaç saniye geçer ve korkunç bir kaza yaparlar.
Geçen günlerden sonra kaza raporunda farkedilir ki motorun freni patlamıştır. balatalar kayıptır. Çocuk hayatını kaybeder kız ise ölümden döner. Anlaşılır ki genç frenin patladığını farkeder ondan sondan defa ona sarılmasını, ona onu sevdiğini söylemesini ister ve kıza kaskını verir sevdiği insan için kendi hayatından vazgeçmiştir.
((#2240336)) ilk okunduğunda herkesin vaay bea demesine yol açan, duygulandıran bu hikayenin yaşanmış bir şey olmadığı sonradan ortaya çıktı. ** her internet efsanesi gibi bu hikayenin de ufak değişikliklerle çeşitli versiyonları da mevcut. hikayenin bize anlattığı şeye şu an eminim çoğu kişi katılıyordur. -insan sevdiği için hayatından bile vazgeçer- ama şöyle bir sorun vardır ortada bu kararı öyle bir anda da verebilecek kadar sevebiliyor muyuz gerçekten. ve ölümü bu kadar soğukkanlılıkla karşılayabiliyor muyuz? **
dört yüz elli sekiz senoktokatragintilyon dört yüz seksen üç senseptenkatragintilyon sekiz yüz kırk dokuz sensexkatragintilyon yedi yüz kırk senkenkatragintilyon yedi yüz dokuz senkattuorkatragintilyon dört yüz seksen dört sentrekatragintilyon dokuz yüz beş sendokatragintilyon sekiz yüz doksan sekiz senunkatragintilyon iki yüz yetmiş sekiz senkatragintilyon dokuz yüz beş sennovemtrigintilyon yedi yüz seksen dokuz senoktotrigintilyon yetmiş dört senseptentrigintilyon üç yüz doksan sensextrigintilyon sekiz yüz yetmiş beş senkentrigintilyon sekiz yüz doksan dört senkattuortrigintilyon beş yüz seksen dokuz sentretrigintilyon sekiz yüz doksan dört sendotrigintilyon dört yüz kırk sekiz senuntrigintilyon dokuz yüz altmış beş sentrigintilyon dört yüz doksan sekiz sennovemvigintilyon yedi yüz altmış beş senoktovigintilyon dört yüz doksan sekiz senseptenvigintilyon yedi yüz altmış dört sensexvigintilyon beş yüz doksan yedi senkenvigintilyon sekiz yüz altmış dört senkattuorvigintilyon beş yüz seksen yedi sentrevigintilyon dokuz yüz altmış dokuz sendovigintilyon dört yüz otuz altı senunvigintilyon iki yüz doksan sekiz senvigintilyon dört yüz seksen altı sennovemdesilyon beş yüz kırk yedi senoktodesilyon sekiz yüz doksan dört senseptendesilyon beş yüz altmış dokuz sensexdesilyon sekiz yüz yetmiş dört senkendesilyon beş yüz altmış dokuz senkattuordesilyon sekiz yüz yetmiş beş sentredesilyon dört yüz altmış yedi sendodesilyon sekiz yüz elli dört senundesilyon dokuz yüz seksen yedi sendesilyon dört yüz otuz dört sennovemtilyon yedi yüz seksen altı senoktotilyon dört yüz yetmiş dokuz senseptentilyon üç yüz seksen altı sensextilyon dört yüz doksan altı senkentilyon dokuz yüz elli dört senkattuortilyon yedi yüz seksen dokuz sentretilyon yedi yüz doksan sekiz sendotilyon yedi yüz doksan yedi senuntilyon yedi yüz doksan sekiz sentilyon dört yüz yetmiş dokuz novemnonagintilyon sekiz yüz kırk yedi oktononagintilyon dokuz yüz seksen dört septennonagintilyon yedi yüz doksan sekiz sexnonagintilyon altı yüz elli dört kennonagintilyon yedi yüz seksen altı kattuornonagintilyon üç yüz doksan sekiz trenonagintilyon yedi yüz altmış üç dononagintilyon dokuz yüz seksen yedi unnonagintilyon dört yüz kırk sekiz nonagintilyon dokuz yüz yetmiş sekiz novemoktogintilyon beş yüz altmış yedi oktooktogintilyon dört yüz altmış yedi septenoktogintilyon altı yüz doksan iki sexoktogintilyon beş yüz altmış dokuz kenoktogintilyon yedi yüz kırk altı kattuoroktogintilyon sekiz yüz yetmiş dokuz treoktogintilyon dört yüz altmış sekiz dooktogintilyon beş yüz kırk altı unoktogintilyon yedi yüz doksan sekiz oktogintilyon altı yüz doksan iki novemseptuagintilyon altı yüz doksan sekiz oktoseptuagintilyon altı yüz yirmi dört septenseptuagintilyon yetmiş dört sexseptuagintilyon iki yüz doksan kenseptuagintilyon sekiz yüz dokuz kattuorseptuagintilyon yedi yüz yetmiş üç treseptuagintilyon dört yüz seksen altı doseptuagintilyon beş yüz seksen yedi unseptuagintilyon dört yüz altmış yedi septuagintilyon dört yüz altmış dört novemsexagintilyon sekiz yüz yetmiş altı oktosexagintilyon dört yüz otuz sekiz septensexagintilyon altı yüz seksen yedi sexsexagintilyon altı yüz yetmiş altı kensexagintilyon dokuz yüz seksen dört kattuorsexagintilyon üç yüz elli dört tresexagintilyon beş yüz kırk üç dosexagintilyon beş yüz kırk beş unsexagintilyon dört yüz seksen iki sexagintilyon sekiz yüz doksan novemkenquagintilyon yedi yüz doksan oktokenquagintilyon sekiz yüz doksan beş septenkenquagintilyon yedi yüz doksan sekiz sexkenquagintilyon yedi yüz kırk dokuz kenkenquagintilyon sekiz yüz yirmi beş kattuorkenquagintilyon altı yüz yetmiş sekiz trekenquagintilyon dört yüz yirmi üç dokenquagintilyon altı yüz yetmiş sekiz unkenquagintilyon altı yüz altmış yedi kenquagintilyon sekiz yüz yetmiş iki novemkatragintilyon yüz altmış sekiz oktokatragintilyon yedi yüz doksan altı septenkatragintilyon iki yüz otuz yedi sexkatragintilyon sekiz yüz altmış iki kenkatragintilyon yedi yüz seksen dokuz kattuorkatragintilyon iki yüz on altı trekatragintilyon dokuz yüz seksen yedi dokatragintilyon iki yüz otuz altı unkatragintilyon yüz yirmi altı katragintilyon dokuz yüz seksen yedi novemtrigintilyon yedi yüz yirmi bir oktotrigintilyon üç yüz dokuz septentrigintilyon sekiz yüz yetmiş sekiz sextrigintilyon dokuz yüz kırk kentrigintilyon yedi yüz seksen dokuz kattuortrigintilyon yetmiş dört tretrigintilyon otuz dokuz dotrigintilyon yedi yüz kırk untrigintilyon üç yüz doksan sekiz trigintilyon yedi yüz dört novemvigintilyon üç yüz doksan iki oktovigintilyon yedi yüz iki septenvigintilyon üç yüz kırk dokuz sexvigintilyon yedi yüz kırk iki kenvigintilyon üç yüz yetmiş kattuorvigintilyon üç yüz yirmi dokuz trevigintilyon dört yüz yetmiş üç dovigintilyon iki yüz kırk sekiz unvigintilyon sekiz yüz otuz iki vigintilyon dört yüz dokuz novemdesilyon dört yüz yetmiş üç oktodesilyon iki yüz seksen dokuz septendesilyon dört yüz otuz iki sexdesilyon yedi yüz seksen dokuz kendesilyon kırk üç kattuordesilyon iki yüz yetmiş sekiz tredesilyon doksan üç dodesilyon dört yüz yirmi yedi undesilyon altı yüz doksan sekiz desilyon otuz dört nonilyon iki yüz yetmiş sekiz oktilyon üç yüz kırk iki septilyon yedi yüz otuz dört seksilyon iki yüz yetmiş kentilyon üç yüz kırk iki katrilyon dokuz yüz yetmiş dört trilyon üç yüz yirmi dokuz milyar sekiz yüz yedi milyon üç yüz kırk iki bin doksan sekizdir.