ergenken üzerinde kafa yorduğum şeylerdi.
yaş ilerledikçe sıradanlaşıyor insan, bazen 2 cümleyi zor bir araya getiriyor insan. arada yapmak lazım böyle şeyler.
+ olm kalk kalk kalk
- noluyo lan bu saatte
+ bizimkinin doğum günüya olm saat 12 yi geçti camının altına tinerle seni seviyorum yazıp yakıcaz mükemmel olcak
- lan bi git delimisin polis falan çağırırlar
+ yok lan kendine ait bağçeleri var olm ev müstakil bişe olmaz
- ben gelmem
+ in hadi in kapıdayım ben...
yaklaşık 2 saat sonra özel bir hastane nin acil servisinde;
doktor: noldu bu çocuğun koluna
ben : ya bi arkadaş evinde uyuya kalmıştı bahçeden girelim dedik tellerden atlayarak ilk bu arkadaş girdi unutmuşuz evde uyuyan arkadaşın doberman ı olduğunu köpekte saldırdı tabi. şimdi arada tel olduğu için müdahalede edemedik gözümüzün önünde olay böyle oldu
doktor : kavga falan değil yani polislik adliyelik bişey yok değilmi?
ben : abi ne kavgası doberman cinsi bi köpek telef etti adamı diyorum sana
çıra hediye etmek..yazın hediye edilirse anlamı büyüktür beraber piknige gidelim demenin en anlamlı ve dolaylı yoludur...şimdi çıranın yanında yüzük filan da lazımdır...onu da çıralardan birine takarız..
sevgilinin doğum günü sevgililer günü ot günü bok günü vb günlerine bi ay evvelden ne alıcam lan die düşünme moduna sokan sebep..
sadece sende düşünmezsin sırf hediye otantik olsun diye çevrendekilere işkence olur bu bi ay doğumgünü yaklaşıo leyn napcam die die kemirirsin çevrendekileri..
sevgilinin sıradışılık potansiyeli ile oldukça doğru orantılı olan bir kavram bu! öyle sevgililer olabilir ki bir iç çamaşırı(misal kırmızı bir tanga) onun için oldukça sıradışı bir hediye olmuş olabilir.
bu eylem yani sevgiliye saçmasapan , gereksiz fakat üzerine koskocaman ve soyut bir sıradışı * etiketi yapıştırılmış hediyeler vermek eylemi hem keseye hem de sevgilinin gözündeki yerin büyüklüğüne o kadar büyük faydalar sağlar ki birazdan anlatacağım..
buluşma günü hatta günü biraz daha özelleştirelim sevgilinizin doğumgünü..buluşma saat 11:00 de ve siz 10.20 de kalkmışsınız..cebinizde de adamakıllı bir para yok..hiç üzülmeyin..evet evet korkmayın hiç..yerde bulduğunuz bir tahta parçasını alın otobüse binmeden önce yeter..eğer yanınızda bir kesici alet varsa ne ala..tırnak makası bile olur..üç beş çentik atın tahta parçasına..bir sembol,bir denklem bir şifre gibi olsun..hatta el beceriniz de varsa totem bile yaparsınız o tahtadan ya neyse..kutsal bir görüntüsü olsun yeter..
buluşma mahalline ulaştınız nihayet..kız herzamanki gibi 15 dakika kadar geç gelecek..kendini tekrar tekrar kız hissedecek yani..alışıksınız zaten dert etmeyin..evet kızımız da geldi..yüzünde tuhaf bir acaba ne aldı bu çocuk bana? geçen de marks and spencer önünde yarım saat bir bluzu beğendiğimi ima etmiştim..hatırladı mı acaba öküz? hali var..üzülmeyin geçecek..az sonra kızın gözünde dünyanın en farklı erkeklerinden biri olacaksınız..
evet kısa bir sohbetin ardından çıkartın tahtayı..kızın o tahta hakkında kafasında en ufak bir düşünce belirmesine izin vermeden konuşmaya başlayın:
-bak sevgilim domini seroinibunun adı..afrika'da 200.000 kişilik bir kabile buna tapıyor..ne garip değil mi?? en son safarimde neler çektim bunu o yamyamların elinden almak ve senin küçücük ellerine * bırakabilmek için.....
gerisi kız çok üst düzey olmadığı takdirde malumdur..
yukarıdaki örnekteki gibi değil tabiki..fakat gerçekten işe yarar bu tip hediyeler..mesela mahalle inşaatından alınan bir taş sevgiliye verildiğinde atlas okyanusu kıyılarından toplanmıştır..çingene'den bir milyona alınan gül türk filmlerinde tarık akan'ın yaptığı gibi bekçinin kurşunları eşliğinde dalından kopartılmıştır..etnik gibi görünen halbuki topkapı bit pazarında çok uygun fiyatlara satılan giysiler muhakkak hintli aristokrat kesimin ayin giysisidir..ve benzerleri..
mesele öyle herhangi bir hediyeye 200-300 milyon vermek değildir..ona sıradışılığı sevgili katmalıdır bir şekilde..maddi ve manevi ihya için..