efenim ayrılma anında söylenemeyip içimize attığımız sözcüklerdir. genelde dile getiremediğimiz şeyler roman niteliğindedir lakin asıl merak edilen söylenmek istenen son sözdür.
örneğin;
(bkz: her bokunu sineye çektim de sevdiremedim kendimi ona yanarım)
Madem son söz demek ki ayrılık sahnesini yaşıyoruz o zaman dik durmalı, sevgilinin gözlerine en anlamlı bakışlar takılarak bakılmalı ve ''canın cehenneme'' denmeli budur arkadaş uzatmanın alemi yok.
kimse sana inanmazken ben bir sene boyunca gözünün içine baktım üzülme diye. iyi ol diye. umarım hayatının geri kalanında benim yaşadıklarımı birebir yaşarsın. lanetim üzerinde olacak. her gece bunun için dua edeceğim. kendine iyi bakmayabilirsin, güzel temennilerde bulunamayacağım.
Asla "hakkını helal et" ve benzeri olmayacak sözdür. Hakkını helal ettirmek her zaman sonu hatırlatır ve koskoca bir umutsuzluk doğurur. Oysa umut ve süreklilik her zaman olmalı.
Haberin gelir bana duyarım nasıl olsa
Bilirim kimlerlesin ne yaptın neler ettin
Aklım fikrim hep sende
Sevsende sevmesende seni hiç aldatmadım
Aldatmayı hiç sevmem.
Arayıp sormasan da unuttum seni sanma dünya bir yana Sen bir yana...
70'li yılların ülkücüleri benim kadar kandırılmadı, yine o dönemin solcuları benim kadar acı çekmedi.
Darbe sabahı televizyondan bildiriyi dinleyen pasif solcular benim kadar ne yapacağını bilemez değildi.
ne yapayım şimdi amk acıyı bal eyledik mi söyleyeyim. sana kör olasın demiyorum kör olma da gör beni