Harcadığımı düşünürken elimde ki her şeyi kadife kutularda sakladığım bir sen vardın. Korkarak dokundun, korkuttun çoğu zaman. Düşündün, bekledin, izledin anlaşılmadığını sanarak. Farklı kaygıların vardı hayatta farkındaydım ;lakin yadırgamadım dünyanı, gurur duydum içten içe. içime almaya, içine girmeye çalıştım defalarca bıkmadan usanmadan.nasıl bıkabilirdim ki? yabancı mıydın sanki bana. Sızarken içimden bakışların, türküler söylüyorum yollarına. Dinler misin, duyar mısın bilmiyorum ama yaşıyorum ellerinle, çekiyorum kokunu içime, özünde sen olan her şeye sahip çıkıyorum ve diliyorum yalnız seni diliyorum. Benim olmanı değil, bu güzelliğini sürdürmeni ve sonsuz kere sonsuz yaşamanı. bir gün sevebilmen dileğiyle..
kalabalık bir cadde de yürüyorum... bağcıklarım çözülmüş bazen ben bazen başkaları basıyor onlara... sonra duruyorum... tüm kalabalık da duruyor... beni bekliyorlar... eğilip bağlamak istiyorum özgürlüğe susamış ayaklarımı... sonra botlarıma değil kendi boynuma doluyorum bağcıkları... kalabalık umursamıyor bunu, zaten ben de onları umursamıyorum... seni ilk gördüğüm yerde ayağa kalkıyorum ve kendi bağcıklarımla susturuyorum sessiz çığlıklarımı... bunu da duymuyorsun, tıpkı "o gün, o izbe ve sis kokan şehirde" önünde eğildiğimde üstüme basıp geçerken görmediğin gibi...
--spoiler--
Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarina,
mazilerinde görkemli bir yasanmisliga taniklik etmis olmasalardi eger!!
--spoiler--
--spoiler--
ben bir daha sevmeyeceğim seni! sen bir daha sevilmeyeceksin benim seni sevdiğim gibi...
--spoiler--