açılmış sarmaşık gülleri
kokularıyla baygın
en görkemli saatinde yıldız alacasının
gizli bir yılan gibi yuvalanmış
içimde keder uzak bir telefonda ağlayan
yağmurlu genç kadın
rüzgâr
uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
mor kıvılcımlar geçiyor
dağınık yalnızlığımdan
onu çok arıyorum onu çok arıyorum
heryerinde vücudumun
ağır yanık sızıları
bir yerlere yıldırım düşüyorum ayrılığımızı hissettiğim an
demirler eriyor hırsımdan
ay ışığına batmış
karabiber ağaçları
gümüş tozu
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
yaseminler unutulmuş
tedirgin gülümser
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var çünkü ayrılık da sevdâya dahil çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
herşey onunla ilgili
telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
gittikçe genişleyen
yakılmış ot kokusu
yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
yansımalar tutmuş bütün sâhili
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
yalnızlık
hızla alçalan bulutlar
karanlık bir ağırlık
hava ağır toprak ağır yaprak ağır
su tozları yağıyor üstümüze özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
eflatuna çalar puslu lacivert
bir sis kuşattı ormanı
karanlık çöktü denize
yalnızlık
çakmak taşı gibi sert
elmas gibi keskin
ne yanına dönsen bir yerin kesilir
fena kan kaybedersin
kapını bir çalan olmadı mı hele
elini bir tutan
bilekleri bembeyaz kuğu boynu
parmakları uzun ve ince
sımsıcak bakışları suç ortağı
kaçamak gülüşleri gizlice
yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak
bir türlü çözemedikleri bu
ölü bir gezegenin
soğuk tenhalığına
benzemesin diye
özgürlük mutlaka paylaşılacak
suç ortağı bir sevgiliyle
bazen geceler boyu ağlasan bile, elinden bir şey gelmez ya, bazen geleceğini göremeyecek kadar kararır ya gözlerin. iki kelimeyi bir araya getiremezsin. keşke dersin, hiç olmasaydı anılarımız seninle. hiç tanımasaydım, dünyada bu kadar sevebileceğim birinin olduğundan haberdar olmasaydım. okuldan eve gelirdim. yine tüm ayrılıklardan habersiz, safça bir mutluluğum olurdu. o zaman hava güneşliyken de mutlu olurdum, yağmurluyken de. en fazla şemsiyem olmadığı için ıslanırdım belki. hırkam olmadığı için üşürdüm. ama hüzünlü olmazdım. bir şeyler seni hatırlatmazdı ki bana o zaman. o zaman işte, seni tanımamış olsaydım eğer, sensizlik ne demek bilemezdim. tahmin bile edemezdim.
kalbim yerinden sökülmezdi başkasıyla olma ihtimalini düşününce. hırsımdan ağlamazdım, perişan olmazdım başkasıyla bir ömür geçirecek olman gelince aklıma. o zaman ölmeni ya da ölmeyi dilemezdim. o zaman kimsenin ölmesini dilemezdim. acı çekmezdim ki o zaman. en fazla sınavıma ağlardım, belki ona bile ağlamazdım.
tanımasaydım seni, yeşil gözlerine bakmasaydım, öyle bir rengin olduğunu bile bilmeyecektim, çok garip. senden önce eksikmiş benim hayatımın yeşili, sanki sen gelince tamamlanmış gibi. ama bırakıp gittin ya şimdi beni, yeşille beraber tüm renklerimi de aldın, karanlıklardayım şimdi.
şimdi git işte.
istediğin kadar uzağa. gidebildiğin kadar bensizliğe git.
bu defa gidiyorum ben de. her şey ağır geliyor çünkü.
zor zamanlarimda neden hep yalniz kalmak istedigimi soruyorsun ya bana uzun uzun, bi yandan da kiriliyorsun buna... aslinda sen de biliyorsun gözlerimde asagi yukari daha önce gördügün kadini, odamdaki o hayaleti. bu yüzden sorma iste bana, dedigim gibi "beni sev, sev de anlama" ***. benden daha fazlasini bekleme ben hayatimin sonuna kadar hep biraz yalniz olacagim*. en azindan biseyler, ben, hayatim rayina oturana kadar akisina biraktim. bu yüzden sana hep ve sadece gülücükler getiricem. seni asla benimle ve benim gibi mutsuz edecek kadar sevemiycem. o yüzden birak ben nefes alamadigim zamanlar duvarlarima konusayim. bu yüzden kirilma lütfen, gül eglen tikandiginda bosver. iyi geceler.
Aday aday adayına söylüyorum erken rezervasyon olacak belki ama olsun.
Lütfen rica ediyorum kızlarla takılma affetmem affetmeyecegim tek şey ihanet temiz ol kurban olayim temiz kal. Yoksa bakmam bilesin.