Seni düşünüyorum bir gecenin ıssızlığında, hayalinle doğan güneş yakıyor bedenimi... Kimsesizliğime inat sarılıyorum yokluğuna, sensizliğime inat yaşıyorum. Dudaklarını anımsatıyor; bir çocuğun kulaklarına "küpe" diye taktığı bir çift kiraz, gözlerini anımsatıyor Marmara, mavi düşlerimi gizleyen ve bencilce kendi için yaşayan gözlerini... Ölümü düşünüyorum, duvarlarında nemli bir yalnızlık kokan dağ evinin birinde gizlenen... imkansız olarak nitelendirdiğin aşkımız geliyo aklıma... Hayallerimde yer yok imkansızlığa, biliyorum kollarında ölmek hayalinin imkansızlığını... Seni düşünüyorum, sen hayat demeksin desem, içindeki çocuk şımarır diye korkuyorum. Söyleyemiyorum...
Seni düşünüyorum, dudaklarında izi yok ismimin ve sen gecenin koynunda arzularından arta kalan kahkahalarla inletiyorsun yeryüzünü; ben kahkahalarını gökyüzünün duvarlarındaki yankısından duyuyorum. Aynalara düşman kesildim, saçlarıma düşen her ak, beni seni düşünmeye itiyor ve düşünülmemek acıtıyor canımı... Kim bilir hangi beden sarmakta ruhunu ve hangi kollarda feryat figan etmekte yiten umutların... Gözlerinde yaş var mı yine merak ediyorum... Yine iyilik oyununun son perdesini mi oynamaktasın, hayat sahnesinde?.. Bu sefer ki rolün ne?.. Kimliksiz dolaşan bir kadını mı oynuyorsun yoksa gözleri görmeyen bir Çiçekçi Kızımı?.. Seni düşünüyorum yaşarken güzümü ve aşkı ararken sensizlik yazında; sen dört mevsimsin yine gözümde, bense yine kışın siyah karıyım...
Seni düşünüyorum... Bir bardak su içişim ve seni buluşum hayatın okyanuslarında... Kendimi arayışımın sonu yok, neden seni bulduğum senden kaçıyorsun ve neden izin vermiyorsun seni seninle paylaşmama?.. Aristo mantığıyla bakıyorsun aşka, oysa ki aşkta Mevlana'nın erdemini görmek isterdim sende... Konfüçyüs'çe sözler ediyorsun karşımda hayalinle... Bense, sensizliği baldıran ağısında içerek ölümsüzlüğü buldum Sokrates edasıyla... Sen Machbeth'in kurnaz karısını oynadın hep maskeli balolarda... insanlar maskeni sevdiler, sen seni sevdiklerini sandın. Aşk elinden alınca maskeni ceza olarak, yalnız kaldın, perdesi üstüne kapandı sahnenin... Alkışlarını duyamadın maskeli seyircilerinin, hiçbir zamanda duyamayacaksın ve ben selamladım muzaffer bir komutan edasıyla seyircilerini, Macduff rolünde alkışlarını aldım. Sen sağır oldun; arzularının kahkahaları gökyüzünün yedinci katından geri dönmesinin şiddetiyle... Üzülüyorum senin için; sana söylediğim hiçbir sevgi sözcüğünü duyamayacaksın.
Seni düşünüyorum... Düşüncelerimdeki sen düşüm değilsin, olmadın da hiçbir zaman... Ben düşlerimi senden öncesinde bıraktım... Senden sonrası hiç olmadı... Hayat sahnesinde aşk oyunuydu oynanan ve sen ölümü tadan kadındın; sevgilinin seni bulduğu başka bedenlerde. Suçlu arama! Suçu aramalısın kendinde. Bu hayatı sen seçtin ve sen yaşamak istedin. Seni sevenleri sevkettin seni senden başka nehirlerde aramaya... Efesli Herakleitos'un sözü aklıma geldi ve seni başka nehirlerde arayan insanlara hak verdim. Haklıydılar "Aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz" dı. Şimdi sen yok oluyorsun gecenin ıssızlığında ve ben seni düşünüyorum. Sensizlik düşüncelerimin son durağı biliyorum.
şimdi nasılda korkak
birbirine tutsak iki yürek...
hangi hülyanın ardın sıra yitirdik ki biz çocuksu yarınlarımızı
evlerimizin önü mersin olacaktı aslında
öyle karar vermiştik bir zamanlar.
haddimizi tartmadan seviyoruz birbirimizi
ve vicdani duyguları yitiriyorum koynunda mübarek bir cuma ertesi
bak sen gidiyorsun şimdi
git, ''şimdi herkes sana benzeyecek'' demiyorum.
sana benzeme imkana olan bir çok şey silinip gitti hatıralarımdan.
bakışlarını mezeleyen her kara sabahı sever oldum şimdilerde...
Sevgili olsa da olmasa da, senin olmadığını sevgilin olmadığını bildiğin bir mektuptur bu.. Yazmaya başlayacağım sözlük, bunca zamandır içimde tuttuklarımı bir entrye sığdıramasam da içimi dökeceğim sözlük. Dinleyin beni olur mu? Hiç kimsenin benim olmasını istemediği sevdiceğime yazmak istediğim mektubu bir siz bilin..
Sevgili Sevdiğim *
Üst kısma attığım gülücüğe aldırma, yazarken mutlu değilim bilesin. Kim mutlu olur böyle bir durumda? Aramızda onca engel varken, bağırsam sesimi duymayacağını bile bile nedir bu sevda bitanem? Ya beni öldürür bu aşk, ya seni. Bunları sana yazdığıma inanmassın mesela, gelip okusan bunları yazacağı son kişi benimdir der geçersin elbette, seni umursamadığımı düşünüyorsun ya. Umursamıyor muyum sence? herkese her şeye senin gözünle bakıyorum. sen olsan napardın diyerek karar veriyorum. seviyorum hem de cok. kavuşamayız, gerçek. bu kadar mesafe bu kadar engel varken mi? bizim birlikte olmamızı istemeyen onca insan varken mi? şimdi bıraksam her şeyi gelsem yanına, ayaklarına kapansam seni seviyorum desem, yine de inanmazsın sevdiğime değil mi? haklısın canım,kim bana bunca şey yapsa, ben sadece düşman olabiliriz diye düşünürdüm, o benden vazgeçmez sever demek aklımın ucundan bile geçmezdi. Senden dilediğim özrü hatırlıyor musun sevgilim? suçum yoktu ama gözünde suçluydum.. birbirimize bakmıştık uzun uzun, hiç bir kelime geçmeden. mutsuzduk, kavuşamazdık. sonra özür dilemiştim, umutlanmıştın, elifim bu sefer benim olacak demiştin ve gülümsemiştin, ilk defa ben giderken gidene kadar uzun uzun arkamdan bakmıştın. ne oldu peki? yine hiç bir şey değişmedi, biz yine kavuşamadık. tekrardan özür diliyorum hem seni üzdüğüm için hem de seni bu kadar sevdiğim için. unutacağımı düşündün değil mi? yerine başkalarını koymayı denedimi, olmadı yapamadım. seni severken başkasının olamadım, ağır geldi birtanem. zamana bıraktım, sadece yarama tuz bastı. her geçen gün daha çok yaktı canımı, sensiz aldıgım her nefes sadece yaraladı beni sevdiğim..
uzun oldu galiba, seni severek geçen bir gün sadece içimdekileri döktüm ben. sevmekten vazgeçemedim. inanmayacaksın ama söylüyorum seni seviyorum..
elbet bir gün sen de...
-Çarklar dönüyor, senin gözün ne kadar kapalı olsada. Görmesende. Herkes yaşıyor hayatını mutlu-mutsuz bir şekilde. Sen her ne kadar da yaşamasanda. Ard arda tüketilen sigaraların külleri gibi dağılıyorsun her saniyende. Bir saniye diye yalvarıyorsun kime yalvardığını bilmeden. Herkes boş geliyor sana. Anlamsız saçma sapan bir boşluğun mevsimi bu aslında. Geçecek biliyorsun ama ne zaman? Kalbin izin vermiyor aslında geçmesine bu aptallığın. Ara ara sıkışması ve sürekli boğulmaların güzel gelmeye başlıyor. Damarlarındaki akan kanı hissetmek aslında... Herkes birşeyler diyor. Herşey sana öğüt vermeye çalışıyor. Uçan kuş bile! Fakat anlamsız. Dedikleri sen değil ki! Aslında herkes acınası haline gülüyor. Farkeder mi aslında gülmeleri sana, umursuyor musun? O çok sevdiğin şeyleri yapmak zoruna gidiyor artık. Üşengeçlik buğranı seninle! Hareketli müzikler dinleyip kafa sallamak ya da bilgisayar oyunlarında ütopyanı yaşatmak... Anlamsız boş! Düşünüyorsun işte o an en mutlu olan insanı, neden mutlu diye. Sebep bulamazsın ki sen, çünkü mutluluk bir görecedir aslında. Ya da düşünürsün kim en mutsuz diye gene bulamazsın saçma da olsa rahatlatacak bir sebep. Çünkü o da görecelidir... Ama ikisinin de tek bir ortak noktası vardır. ikisi de aslında saniyeler sürer! Geriye kalan sadece sarhoşluğudur. Bunun için mi yaşıyorsun sen? Sadece bir kaç saniye için mi? Bu kadar basit mi hayat. Sen olsan da olmasanda herşey bitecek aslında. Faydan ne? Hem kendine, hem çevrene, hem ailene faydan yok senin. Sadece kuru bir beden! Boşuna dememiş Can Yücel! "Seke seke ben geldim bu dünyaya, sike sike gidiyorum!" Bizimkisi de o hesap!
akşamdan beri içimde birkaç şey var demek istediğim ama bir türlü cesaret bulup söyleyemedim. bu sözlükte yazarlığım onaylanmamış, daha çaylak olabilirim ama sadece bu sebepten bile olsa iyi ki varsın uludag ! ve iznin olursa içimdekileri sana yazmak istiyorum..
merhaba sevgilim, bu akşam çok kızdım sana. evet kıskanıyorum ne yapayım. kıskanc bir erkeğim. arkadaşım ol sevgilim ol herşeyim ol yada nefret et benden. ben buyum. hayatta çok değer verdiğim insanları paylaşamıyorum. buna hastalık mı dersin sevgi mi dersin bunu sen seç. sen çok farklısın, benim gibi düşünebiliyor benim hissettiklerimi hissedebiliyorsun. belki de bu yuzden çok özelsin. seni mazimden ayrı tutuyorum hep, hiçbirine benzemiyorsun ki sen. umarım hep benimle olursun sevdiğim. kaçan kovalanır derler ya, sen hep kaçan ol ben yine kovalarım seni. seni çok kıskanıyorum, seni çok seviyorum
uyurken bir gece göğsünde sakla, kokun en derininden sinsin yazdıklarına, adeta seni yanında hissetsin.. mest olsun gözlerini kapatıp benliğini saran bu kokuya...
neden sana acı çektiriyorum, sevgilim?
neden hep, ya sana acı çektirmek, ya da kendi kendimi aldatmakla geçiyor günler. biz birbirimizin hiçbir şeyi olmayacaktık; ama herşey olduk. seninle böyle düpedüz konuşuyorum, çünkü sen her bakımdan anlarsın. şu var ki ben, herşeyi olduğu gibi görüyor ve bunun için de çığrımdan çıkıyorum. iyi uyu meleğim ve uyan! seni artık görmeyeceğim yalnız biliyorsun ya ben kalbimi ah , hepsi saçma, ne söylesem hepsi boş. yıldızları nasıl seyrediyorsam bundan böyle sana da öyle bakacağım demek! hele, bir düşün bunu.
goethe.
bana sümbülleri ilk verişin bir yıl önceydi,
sonra sümbül kız koydular adımı."
-ama döndüğümüzde, gün sonu, sümbül bahçesinden,
kolların dolu, saçların ıslak, bir türlü
konuşamadım, gözlerim de seçmedi, sanki
ne diriydim, ne ölü, ne de bir şey biliyorum,
sırf bakıyordum ışığın gözüne, sessizlik.*
severek ayrılmak zorunda kaldığım sevgilim. aramıza kilometlerin girmesiyle başladı bu sancılı bekleyiş. ne yapacağımızı, nasıl bir arada kalacağımızı bulamadan ayrılıp gittiğim sevgilim. bugün senin doğum günün ve ben saatlerce sokaklarda dolaşıp, ardından bana yazdığın tüm aşk ve sevgi dolu mesajlarını hüngür hüngür ağlayarak okuduğum sevgilim. bu seninle ayrılığımın altıncı senesi. sensiz geçen koca altı yıl içinde, senin gözlerine başkasının bakmasına, bir başka elin teninde dolaşmasına kalbime kabul ettiremediğim sevgilim.
ben artık acının külleri içinde yaşamayı, seni rüyalarımın içine hapsetmeyi öğrendim. ancak kalbimin içindekide bu sancılı ağrıyı nasıl durduracağım, işte bunu bilemiyorum.
kokun burnumda şimdi sevgilim.
her yer sen gibi kokuyor. ne yaptın bana bilmiyorum. bu kadar şanslı mıydım onu da bilmiyorum ama ben hayatımda ilk kez biriyle bu kadar mutluyum. daha bir kaç saat önce birlikteydik ayrılalı az oldu ama gerçekten özledim. az önce de telefonda konuştuk ama özlüyorum. ilk kez şımarık sevgililer gibi davranıyorum ve yeryüzünün kaldıramayacağı biçimlerde mutluyum. seni seviyorum deyişlerin, o en beter halime bakıp bakıp sevgilim'in sonundaki m'yi alabildiğine uzatman. mutluluktan beynim uyuşuyor. gülüşün, saçların, dudakların, burnun, gözlerin, dokunuşun, kokun... başka dünyadan gibisin.
öldürmeyen, güçlendirirmiş. geçenlerde olur olmaz şeyleri takıp ya bir gün ayrılırsak korkusuyla ara verelim diye geldiğinde, gururu bir kenara bırakıp iyi ki seni sakinleştirmişim. iyi ki çekip gitmemişim. şimdi o kadar mutluyum ki. ilk kez biri ile olmak için varlığımı, kendimi, geleceğimi, şimdiye kadar birlikte olduğum her şeyi bir çırpıda yok edebilirim. belki aptalımdır ama şimdi böyle hissediyorum enini sonunu düşünmeden sonuna kadar yaşamak istiyorum ve seni bu dünyadaki her şeyden çok seviyorum.
eğer hayatımdaysan bil ki, iyi ki varsın, iyi ki sevdim diyebildiğim içindir. yanında huzurluyumdur, huzuru başka yerde aramama gerek yoktur. öylesine sokmamışımdır seni hayatıma. eğer hayatımdaysan bil ki, kendimi yanında gerçekten özel hissediyorumdur. o saçma kuruntularımdan kurtulmuşumdur, sen zaten kuruntu yapmama izin vermiyorsundur.. mutluyumdur, iyi ki beklemişim hissiyle yaşıyorumdur hep seninleyken, iyi ki umudumu kaybetmemişim diyorumdur.
ve hala umudediyorum sevgili..
2 gündür çok gerginim. Uyuyamıyorum sayende. Üzülüyorum halime.
Kötü de olsa sana karşı duygu besliyorum.
Allah kahretsin! Nötr olamadım sana karşı.
Bir yabancı olamadın hala gözümde. Bu yüzden kendimden nefret ediyorum.
Seni sevmiyorum gerçekten.
Zor oldu uzun sürdü ama sonunda oldu. Hayatımdan attım seni bir daha sokmamak üzere. Huzurumu buldum.
yokluğunda buldum seni diyor şair. Aynen öyle oldum ben de.
Bendeki senle daha iyi anlaşıyoruz. Asıl sen sende kalsın. Ona ihtiyacım yok. Ben böyle hiç olmadığım kadar mutluyum.
emin ol senleyken böyle mutlu olmamıştım.
Sensizlik beni hiç bırakmadı sağ olsun. çok iyi baktı bana. çok sevdim onu, senden daha çok. onu bırakmayacağım, kararlıyım. sensizlik ve ben birbirimizi çok seviyoruz. aramıza girme!
biliyor musun?
gözlerine baktığımda o aşkı görebiliyorum.
bana olan aşkını
yarı hüzünlü...
yarı korkulu...
kaybetme korkusu...
yarı mutlu...
yarı hevesli...
yarı kırgın...
o kadar güzel bakıyorsun ki,
elimde olsa dünyanın 8.harikası ilan ederdim *
sen benim dünyamda yaşadığın için sadece tek harikasıdır zaten orası ayrı ;)
hiç farketmez,
hangi konuda olursa olsun,
haklı olsam bile
sen öyle büyük bir varlıksınki hayatımda
her durumda bütün haklar senin oluyor.
bana hayatını adadın,
beni haketmediğim kadar çok sevdin,
hatta kendine zarar verebilecek kadar...
ve ben her ne zaman seni benim yüzümden mutsuz olduğunu hissetsem
geceleri rahat uyuyamıyorum.
dedim ya ne kadar haklı bile olsam seni üzmemem gerektiği fikri düşüyor aklıma.
lanet ediyorum kendime...
öfkeleniyorum...
bir başkasının yüzünden üzüldüğünü hissetsem,
o an hiç gözümü kırpmadan ona verilebilecek en büyük cezayı vermek istiyorum.
hayalimde öldürüyorum onu!
yada onları...
bir ömür boyu kabus gibi üzerlerine çökmek istiyorum hesap sormak istiyorum.
ve ben seni deli gibi seviyorum...
bir gün defol git artık hayatımdan desen bile,
ilk günkü tazeliğini koruyacak bu aşk.
biliyorum sensiz yapamam ben.
bir başkası beni böyle sevemez,
bana böyle katlanamaz...
çok biliyorum çünkü ufacık bişeyde siktir olup giden beş para etmez kızları.
hiç kimse beni
benim senin beni sevdiğin gibi sevemez.
adım gibi eminim,
hiç kimsenin bana yalan söylemediğinden bu kadar emin olamam.
hiç kimsenin sözüne
"tamam öyle diyorsa kesin öyledir" diyemem.
sana olan aşkım bu yüzden zaten...
sana öyle çok güveniyorum ki,
ne bileyim
seni ben gibi hissediyorum.
çünkü nasıl ben kendime zarar vermezsem
sende bana öyle zarar vermezsin.
nasıl ben seni hangi derece seviyorsam sende beni
o derece seviyorsun.
biliyorum...
buna
neden bu kadar inanıyorum bu söylediklerime inan bende bilmiyorum.
ama inanıyorum,
adını koyamıyorum bu inancın güvencin...
biliyorum sevmek budur aşk budur bundan eminim.
belki kavgalarımızdan rahatsızsındır ama
şunun farkında mısın bilmem,
nikah memuru nikahı kıyarken iyi günde kötü günde hep birlikte olmak şartıyla kıyar nikahı.
biz kötü günlerimizde birbirimize katlanarak
asla bıkmadan usanmadan
"olsun seviyorum" diyerek
bu kuralı şimdiden uygulamış oluyoruz...:)
o yüzden ben hiçbir zaman bu anlaşmazlıkların bizi ayıracağını düşünmedim.
aksine birbirimize olan bağımızı daha kuvvetlendireceğini düşündüm
niye mi?
çünkü içimizde olan bu kaybetme korkusu
her kavganın sonunda dahada büyüyor.
ama aşk o kadar güçlüki
bu kaybetme korkusuna karşı birbirimize olan bağı dahada arttırarak birlikteliğimizi garantiye almak istiyor...
işte böyle bişey...
ölümsüz aşk denilen şey budur...
olumsuzluklara karş,ı
ölümsüzlüğü güçlendirmek.
hani şarkımızda diyor ya
"bi ev bi yuva iki de çocuğa yok bensiz karışamam" diye
işte bu o
ben sensiz asla yapamam
özetle "yollar ayırsa bile yıllar ayırma bile eller ayırsa bie biz ayrılamayız":)
6 kasım.... senin noelin. doğuş bayramın ama kutlama yüreğine sahip değilim. mesaj çekmek bile zor. ne yazacağım ki hem. satırları hangi harf karekteriyle dolduracağım. önyargılarımızın kurbanıyız aslında. baştan hiç tahmin etmemiştim aslında kültürlerin önce beynimizde çatışacağını. senleyken, yemek yerken, birlikte uyurken benim özüm oluyordun yanımda olmayınca da ecnebi duygular basıyordu her yanımı. mesafeler sevgiyi öldürüyordu. yabancı oluyordun ülkemin o uzak ucunda. hoş sen de benim bayramımı kutlamadın ama suçluluk hissi bastı işte yine. bilmiyorum gücüm de yok zaten unutamadığım kırık türkçe sesinin tınısını. yine hatırlarsam o sesinin nefesinin ahenkli ezgiselliğinin efsununa kapılmaktan korkuyorum
Bak yine sana yazıyorum sevgilim. sana yazmaktan hiç bıkmıyorum. Ödevim olsa hiç uğraşmam bu kadar. Şuraya bak, seni ve ödevlerimi kıyaslıyorum. Seni dünyalara değişmezken hangi zihniyetle düşümdümse artık.. Ben böyle kendi kendime konuşuyorum gibi ya hani, şimdi eğer bunu sana verebilirsen şizofren sanar beni diyorum. Pek bi farkımda yok hani. Benim olmayana sevgilim diyorum. 'Sevgilim diyorum sevgilim.' Ufak birşey değil bu benim için. Sevgilim.. Sevgilim dediğim insan bütün hayatım olmalı, şu ufacık kalbimin en içinde kimselerin göremeyeceği, dokunamayacağı yerde olmalı. Gözümü kapattığımda, nefes aldığımda, uykumda, hapşırdığımda aklımda olmalı. Hapşırmak saçma mı geldi sevgilim ? insan hapşırdığında kalbi dururmuş. Bunu biliyorum ya ondan aklımda olmalı dedim. Şimdi odun sen bunuda anlamzsın. Neyseee.. Sevgilim dediğim kendimi kötü hissettiğimde aklıma ilk gelen isim olmalı. Kendimi bana iyi hissettiren 'o' ya hani ondan.. işte sen benim için bana bu duyguları yaşatabilen tek insansın. Bu yüzden sana sevgilim diyorum..