eskilerde kalmış bir adet. mektubu yazmaktan ziyade asıl iş onu ait olduğu kişiye vermekti. okul önlerinde, cadde köşelerinde sıkça görülürdü bu tipler. yüzlerinde bir tedirginlik, bir limon sarılığı. gözler kırmızı belli ki dün gece uyumamış. bir eli ceketin cebi üzerinde, belli ki o cebin içerisinde ümit var, aşk var, dokundukça büyüyen ve elleri yakan bir mektup var. eski zaman aşklarına şahitlik etmek bile keyifliydi azizim. şimdi gsm operatörleri ve binlerce bedava mesajları var. eksik olmasınlar.
--spoiler--
cok saygi deger ve mahallemizin gulu olan sayin hostes hanim,
bu mektubu yazip yazmamak icin cok dusundum.
sonunda ne olursa olsun anasini si#eyim deyip, harbi bir delikanli olaraktan duygulu hislerimi size acmaya karar verdim. sizi ilk gordugum anda goz goze geldik. bakislariniz yuregimi bursa celigi gibi deldi.bizde yalan yoktur yalancinin anasini avradini si#eyim. o anda birbirimiz icin yaratildigimizi anladim.
aslinda iki gun sonra anladim. aklimdan bir turlu cikmiyordunuz. nereye baksam sizi goruyordum.
ana haber bulteninde siz vardiniz,
hava durumunda siz vardiniz,
gece kusunda siz vardiniz,
sifreli yayinlarda bile siz vardiniz.
sunu anladim ki siz olmadan ben namlusuz bir tabancaya benziyorum. yalanim varsa cumle alem beni si#sin.
şu devirde komiktir, eğer sabırsızsanız çok eğlenceli durumlar ortaya cıkar. mektubu aps ile yollamalar geldi mi diye aramalar olayı cıvıklaştırsa da uzak mesafe ilişkilerine iyi gelen bir olaydır nihayetinde.