emek verip kendiniz yazdığınızda çok daha anlamlı olacak hediyedir. edebi bilgi falan önemli değil, zaten böyle bir işe kalkıştıysanız az çok bir şeyler yazabiliyorsunuzdur, karşınızdaki insan da buna deyecek bir insansa tadından yenmez.
ama zordur. uykusuz kalmayı, gerekirse aç kalmayı bile gerektirebilir.
iki şekilde gerçekleştirilebilecek gayet romantik davranıştır.
1- Uzun soluklu veya uzun bir hikaye olacak fırtınalı bir aşkınız vardır. Kendi edebi bilginize de güveniyorsunuzdur. Önce kitap nasıl yazılır konulu aramalar yapar oturur en baştan öykünüzü yazarsınız. Sonra yakın bir matbaa bulur ve kitabınızı bastırtırsınız.
2-Sevgiliye özel kitap hazırlayan firmalardan birini bulursunuz. Onlara ön ve arka kapak için fotoğraflarınızı yollarsınız ve web sitelerinden size sordukları basit soruları cevaplarsınız. (göz rengi ne, saç rengi ne, nerede tanıştınız gibi) Arkanıza yaslanır ve kitabın kargolanmasını beklersiniz. sevgiliniz ilk önce kapak tasarımı ile şaşıracağı ve şok olacağı için hoş bir sürpriz olacaktır.
olmayan bir sevgiliye yazılması durumunda daha bir romantik ve akıcı olacak kitaptır. sonuçta olmayan birine yazmak daha kolaydır,biraz da edebi beceriniz var ise sürükleyici bir iş orataya çıkabilir. Sevgiliniz olduğu takdir de yazdığınız kitabı o kişiye okutabilir ve görüyor musun hayatım sen yokken bile sana neler yazmışım diye son derece aklını başından alabilirsiniz o kişinin.
sevgilisine şarkı bestelemiş bir kadın, çok da beğenilmiş. şu herkesin diline dolanan parçalardan biri. röportaj yapılırken, soruyorlar, birine mi yazdınız bu parçayı diye. "evet" diyor. peki, onun haberi var mı bundan, denince, "var" diyor kadın. "allah bilir nasıl da böbürleniyordur, kendini bir şey sanıyordur şimdi. çok aşık oldum ona, hala da aşığım, başka birine o kadar yakın hissedemem kendimi. ama şimdi biliyor ya ona böyle sözler yazdığımı, koltukları kabarmıştır manyağın"
eğer ki aşk ve sevgi bir yerde biterse ya da karşılık yoksa; sevdiğiniz kişi, uğruna cümleler yazılınca ve bu cümleler başkaları tarafından sevilince, olduğundan daha büyük hissederse kendini, bir zaman sonra sinir olunacak bir durumdur bu.
sevgili, hakkında kitap yazılacak biri olmuştur artık. sadece "sevgili" değildir.
bence, çok da iyi bir şey değildir bu yüzden. içinizde birikse cümleler, daha güzel. o zaman okuyucular ve röportajlar girmiyor araya, iki kişilik kalıyor aşkınız.
kitap, iki kişilik bir olay değildir çünkü. okunma ihtimali vardır. başkaları tarafından.
edebi beceresi olmayan biri yapıyorsa gereksizliktir, zaman kaybıdır, gitsin parfüm alsındır. çünkü o kitap günlük tadı verecektir. ha illa kitap hediye edilecekse masraftan kaçılmasın, alınsın bir yazarın tüm serisi. öyle ben yazdım demekle olmaz. hele bir de "ayşem ayşem çok sevdim ben seni ama sen ühüüüüü ühü" tadında şiirler yazıp bir de utanmadan bunları bastırıp yayınevlerine dağıtanlar vardır ki akıllara zarar. bana ne len senin ayşenden? git ayşe'nin duvarına yaz.
edebi bir roman yazıp sevgiliye ithaf etmek daha ince bir davranış olacaktır kanımca. ne yaşadın ki sen kitaplara dökülecek?
bir sonbahar akşamıydı, hedecan rumuzlu yakışıklı yazar, okuldan eve gelmiş, formasını çıkarmış, annesinin hazırladığı kurufasulyeyi yedikten sonra tozlu monitör camının arkasından öylesine başlıktan başlığa dolanırken iç gıcıklayan bir entry'nin yazarının üstüne düşüncesizce tıkladı. nick altına şöyle bir göz attıktan sonra onun ne derece ince bir insan olduğunu hayal etti... /msj tuşuna basarken hiç çekinmemişti, bunu yaparken başına neler açacağının farkında bile değildi...
...
aradan bir hafta geçmişti ki hedecan ile büdüsu'nun hayatlarında çok önemli bir şey olacaktı. hedecan'a bir seovi musallat olmuştu. sözlükteki tüm huzurları an be an kaçıyordu.
...
felaketler peşini bırakmadı çiftin. önce büdüsu'ya çaylaklık verildi, hedecan sözlükten uçuruldu. nasıl kavuşacaktı bu çift? evet, o sabah kahvaltı yaparken hedecan'ın aklına facebook geldi..