" O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı?
Sahile vurdu kalbim, su yandı, kum da yandı.
Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum,
Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı.
Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi.
Ruhumla söndü alev, sonra ruhum da yandı.
Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut.
Bülbülün küllerine konan puhum da yandı.
Böylesi bir yangını görmedi Nemrut bile.
Kaktüsün gölgesinde nazlı âhım da yandı.
Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım,
Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı.
Bir damla su ver bana ey çöl! Bari sen küsme.
Kalmadı hiçbir şeyim bak, günahım da yandı.
Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme.
Ülkem yıkıldı heyhat!
Ordugâhım da yandı.
Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin,
Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı.
ilk defa böylesine tutuştu gökkuşağı.
Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı.
O'ndan başka ne varsa yandı,
Yandık sen ve ben.
O'nu göreyim diye, kıblegâhım da yandı."
Hangi sevgili var ki senin kadar duyarsız ve kalpsiz?
Ve hangi sevgili var ki benim kadar çaresiz?
Hangi ayrılık var ki böyle kanasın ve böyle acısın?
Ve hangi taş yürek var ki benim kadar ağlasın?
Hangi gün karar verdin küt diye çekip gitmeye?
Hangi lafım dokundu sana böyle inceden inceye?
Hangi otobüs söyle hangi uçak hangi tren?
Seni benden götüren beni bir kuş gibi öttüren.
Hangi kırılası eller dolanır kırılası beline?
Hangi rüzgar şarkı sözleri söyler o ay tanrıçası teninde?
Hangi çirkin gerçek uğruna tükettin güzel ütopyamızı?
Hangi boşboğazlara deşifre ettin en mahrem sırlarımızı?
Hangi cama kafa atsam?
Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam?
Hangi meyhanede dellenip hangi masaları dağıtsam?
Bende bu sersem başımı karakolun duvarına vursam.
Kendimi caddeye atıp arabaların altına savursam.
Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür?
Hangi şekil öldürmez de ömür boyu süründürür?
Kayıp ilanı mı versem şehir şehir dolanmak yerine?
Ödül mü koysam ölü veya diri seni bulup getirene?
Hangi ayrılık var ki böyle diş ağrısı gibi durmadan zonklasın?
Hangi cam kesiği var ki böyle musluk gibi içime damlasın?
Hiç sanmam! ...
Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! .
Feriştah olsa böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz.
Hangi mübarek dua
Hangi evliya tesir eder seni döndürmeye?
Hangi aptal mazeret ikna eder ateşimi söndürmeye?
Olur mu be! . olur mu?
Bu da benim gibi adama yapılır mı?
Aşk dediğin mendil mi?
Buruşturup bir kenara atılır mı?
VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı?
Hangi hırsız çaldı seni yırtık cebimden?
Hangi pense kopardı bizi birbirimizden?
Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini?
Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini?
Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı?
Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı?
Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti?
Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti?
Dağ gibi adamı eze eze! .....
Hangi anası tipli parlak çömeze
Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze?
Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı?
Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı?
Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı?
Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı?
Hangi bekçi hangi polis artık zapteder beni?
Ve! .. Hangi su bağışlatır?
Hangi musalla temizler seni?