Aşkım mı desem, sevgilim mi, sevdiğim mi, yoksa yarim mi ?
Yada bunların hiçbirini söylemeyeyim ben, sen benim hayatım ol.
Canımın ta kendisi ol. Sevdam ol. Seni çok seviyorum, herşeyim...
Bu ilk mektubum sana. Bir haftalık ilişkinin ardından yazdığım ilk mektup...
Bir haftalık ama sanki bir ömürsün bende. Bir ömür benimleymişsin gibi.
Bu yüzden yabancı kalamıyorum sana.
Seni canımın en öte yanına, en içine, en güzel yerine, sol yanıma yerleştirdim.
Ve buna inan bitanem seni ordan çıkarmaya hiç mi hiç niyetim yok.
Söyleyecek, konuşulacak çok şey var ama, gözlerine dalıp da konuşmak istiyorum seninle.
SENi SEViYORUM, sevdiğim!!!
Allah'a Emanet ol...
yarin ...
Havva.
Hasretin yetti artık, yar sana geliyorum. Sana kavuşmak için günleri sayıyorum. Bakıver pencerene, bakıver yollarıma karşında görür görmez sar beni kollarına...!
internet çağıyla birlikte asla yazılmayacak mektuptur. postmodern örnekleri "sevgiliye ilk titreşim, sevgiliye ilk smiley ya da sevgiliye ilk mms" olabilir.
Saf, temiz kalpli bir o kadarda yakışıklı olan teknolojiden bihaber olan bir insanın iki kişi için yazdığı ama sadece birinin okuyabildiği bir yazı tipidir.
Biz seninle ölür gibi öpüşmeli öpüşür gibi bölüşmeliyiz hayatı, hesapsız mekanlarda ve zamansızca.. Ayın karanlık yüzünü düşün, güneşi kucakladığın anı düşün. Başını göğsüme yaslayıp sustuğunda, belki de ömründe ilk defa, geçmişteki hoyrat sevdalara inat sen de yum gözlerini. Sevda ile dağla yüreğini..Ben sendeyim, kazındım bir kez yüreğine!! Bundan böyle ihanetin adının bile anılmadığı bir ülkede, hayallerini azaltmadan, bir baharı ve sonraki bilmem kaç baharı benimle birlikte yaşamak istiyorsan ve maviyi, gerçek maviyi, aşkın mavisini YALANCI kırmızıya inat hayatının rengi yapmak istiyorsan çağırmana gerek yok!!