kişiliği ayaklar altına alıp bunu aşka, sevgiye bağlamak. karaktersizliğin ta kendisi.
sevgili kafanıza sıçtığında da anca ''yarabbi şükür'' diyip oturursunuz.
alttan aldıkça değeriniz azalacak gün gelecek sizden soğuyacaktır. bitmesin diye gerçekleştirdiğiniz uğraşlarınız gün gelecek sona ortam hazılayacaktır.
kızmamak, trip atmamak, üzülmesin, canı sıkılmasın diye tek kelime etmemektir. ne isterse yaparsın, hayatının odak noktası haline getirirsin. sonra "ay ben sıkıldııaaaam" diye siktirip gider.
ulaşılabilir olan şeylerin mükemmelliğini kaybettiğinin en büyük göstergesidir. ***
hatalarını bile alttan alıp konuşarak halletmeye çalışırsın "bunu da atlatmalıyız" dersin ama senin aynı hatan olsun ortalık ayağa kalkar.ayrılık beklenendir...
belli bir yere kadar güzeldir, iyidir. fakat bu olayı abartırsanız karşınızdaki onu asla bırakıp gitmeyeceğiniz, onsuz yapamayacağınız duygusuna kapılır ve sizi üzebilir. o yüzden her şey yeterli dozda olmalıdır.
kişinin kendine güvensizliğidir. oysa, aşk ya da ilişki bu değildir. gerekirse tartışmasını bileceksin. saygıda kusur etmeyerek. ha böyle kişiler, -üzgünüm söylemeliyim- çok pis darbe yiyeceklerdir. çünkü, kendileri alttan alarak, karşısındakinin de alttan almasını bekleyecektir. ama böyle bir şey olmayınca, hayal kırıklığına uğrayacaklar. içine nefret tohumları ektiğinden habersiz, aşığım havalarında dolacaşaktır. **