Gözlerimin içine bakarak yalan söyleyebildiğini anladığım andan itibaren hissettiğim durum. Olayın üzerinden neredeyse 5 ay geçti ve ben hala deli gibi kuşkulu yaklaşıyorum her şeye. Ayrı olduğumuz zamanlar paronayaklaşıyorum. Ama beraberken de bana sarıldığında yaşadığım huzur hiç eksilmedi hala ilk gün ki gibi. Kısacası insanın kendi içinde çelişkiler yaşamasına neden olan durum.
pis bir duygu. size kendini adamıştır kızın biri, öyle diyordur yani sana kestim biletimi, yeni bir sayfa açtım senle vesaire büyük laflar ediyordur; sende erkek bir birey olarak yaşadığın geçmişteki onca yaralara, güvensizliklere rağmen size ettiği sözlere kanıp o kıza tam güvendim dersin. işte laf arasında beraberken açtırırsın facebook mesajlarını buna mesaj atmış erkekleri görürsün. çoğuna cevap vermemiştir buraya kadar güzel ama bir tanesine cevap vermiştir. o cevap verdiği ise kendisine hafiften aşık olan başka şehirden arkadaşının biridir. arkadaşlık isteği de atmış ama kız kabul etmemiş sadece mesajlarına sanırım nezaketen kısa cevaplar vermiş kendi dediğine göre. işte nereden tutsan elinde kalıyor arkadaş. engelle desen kötü sen oluyorsun ortada pek bir şey yok çünkü, mesajına cevap vermese de kötü kendi olacak. geniş olmaya çalışırsın ama olmaz. ama bu aşırı kıskançlık ve baskıda karşıdakini yıpratır. ama kendine hakim olamazsan benim gibi, yakıp yıkarsın.
benim böyle konularda aklıma gelen bir söz var kendimi rahatlatmak için. daha doğrusu geçenlerde denk geldiğim bir söz.
"kendi ışığına güvenen başkasının parlamasından korkmaz". yani bir nevi kendine güvenme olayı. sen kendine güven kendini sev daha sonra bırak ne olacaksa olsun.
bende öyle yapmaya karar verdim. aldatacak olan, adi olan şerefsiz olan mutlaka yapar arkanızdan bir haltlar bilemezsiniz. baskı ile bunu örtbas edemezsiniz; hatta öğrenemezsiniz şans eseri yakalamazsanız. yapmayacak olanı da zorlasalar bile size ihanet etmez zaten. o yüzden paranoya etmeye lüzum görmüyorum artık. paranoya sadece sizi yıpratır hatta yeri gelir suçsuz kızı da yıpratır boş yere. her şeyi akışına bırakmak en iyisi. öyle bir hal aldım ki artık yüzüme karşı yalan söylediğini bildiğim birinin yüzüne iplemez şekilde gülebilirim.
özet geç piç diyenler olacaktır: özgüveniniz tavan yapsın, hiçbir şeyi de takmayın.
güvenmek ile ilgili bir ihtiyaç hissetmemektir. bir yanlışını yakalayana kadar tam güvenip zevki de dibine kadar yaşamaktır. güveninizi kırdığında ise yaşadığınız geçmiş yanınıza kâr kalır.
içinde bulunduğum haldir.bana her gece 11 de dayanamıyorum yatacağım diyip çıkıyor. açıkcası buna inanmıyorum hangi kız 11 de yatar ki benle tanışmadan önceki gönderilerine baktım yazın hep 1 de 5 te birşeyler paylaşılmış yorumlar yapılmış uykusuzluğa dayanamayan insan yazın da dayanamaz şimdi ben nasıl güveneyim ?
Edit: ne var bende yatıyorum diyip bazen yatmıyorum diyorsunuz ama bu yalana girer ve ilişkilerde yalana yer yoktur.
eğer sevgiliniz erkeklerle çok konuşuyorsa, erkek kankaları varsa o iş olmaz birader.. eğer bir kızla sevgili olduysan bazı şeyleri senin için olmasını istersin. gülüşünü bile..
"ya kuruntu yapıyosam?" sorusu delirtir. En iyisi şüphelenen durumları açıkça sormak, söylemek. Öküz gibi değil, "şu durum bana kendimi kötü hissettiriyor" gibi yumuşak cümleler ile.
Güven(e)memektir. Düşüncelerinize hançer saplanmasıdır. Ne zaman fikirlerinizi rahatça sağa sola hareket ettirmek isteseniz batar o hançer.
Her gün biraz daha eksilmektir. En masum davranışlardan bile şüphe etmektir.
günümüz ilişkilerinde maalesef bir tık olması normaldir. "güvensiz olmaz, öyle ilişki mi olur" demesi kolay ki herkes gerçekten dürüst olsa bence de öyle. ama herkes gerçekten dürüst değil. seviyorum diye yalan söyleyen milyon insan var artık hayatta. karısını kocasını aldatanlar var sevgili ne ki ?
o yüzden öyle her şeyden emin ve net bi şekilde "öyle şey olmaz" dememek gerek.
götü kollamak gerek.