onlarca cümle kurup anlattıktan sonra, tüm o kalabalığın içinden bir kelime seçip cast bölümü kafanın içinden akıp geçerken, araya giren kamera hataları gibi "o ne demek şimdi" ya da "şu kelimeyi anlamadım ben" dediği andır.
derin bir nefes alıp tekrar anlattığında, "ya tamam da, o ne demek onu anlamadım" dediği andır. sevgili ya, illa bi gıcıklık yapacak arkadaş.
önce saatlerce bilgisayarda takılıp vakit geçiren sevgilinin, tam da film izlemeye başlayacakken uyuyakaldığı andır.
siz dürtükleyip atarlandıkça uyku sersemi olduğundan bir dövmediği kalır insanı. öküz öküz bağırır ve bütün keyfinizi kaçırır.
bunun ardından en sinir olunan ikinci an ise -ki birinciyle aşık atar bence- yemek yaparken gelip sarılmak, sıkıştırmak ve mıncırmak gibi şeyler yaptığı andır.
öyle filmlerdeki gibi dans ederek yemek yapan ruh hastasını ömrümde görmedim. yemeğinin içine kaçabilecek kılı tüyü geçtim, insanın bütün dikkatini dağıtır. ne o öyle vıcık vıcık...