koskoca bir şehirde atılan her adımı anlamsız kılandır. onsuz yaşatmayandır. onunla paylaştığınız yerlerde zaman geçirirken çıldırmanıza ve ölmek istemenize sebep olacak özlemdir. onun ne kadar önemli olduğunu anlamanızın sebebidir.
ve ayrıca bu özlenen sevgili de gerçekten seviyorsa, onun duyduğu özlem ile birleştiğinde vuslatta hayatı boşverip saatlerce hiçbir şeyi umursamadan mutluluğa doymak ile acısını çıkaracağınızdır.
o kadar zor bir deneyimdir ki... günlerce göremezsiniz o nu. belki aylarca, belki yıllar olur. yüzüne hasret kalırsınız, keşke yanımda olsa diye iç geçirirsiniz. gözlerinin ta içine bakmayı, kokusunu derin derin solumayı, doyum olmaz muhabbetine kapılıp gitmeyi, tatlı sesini işitmeyi, güzel saçlarını doyasıya seyretmeyi özlersiniz. herşeyi boşverip, ne olursa olsun deyip yanına gitmeyi dilersiniz. o nun size Allah ın bir lütfu olduğunu farkedersiniz. kavuştur ya rab, dersiniz; nasib et... anlarsınız ki o nunla geçen bir dakika ne kadar anlamlı, ne kadar da kısaymış. bir de kavuşması olursa bu özlemin, utanırsınız o nun güzel yüzüne bakmaya önceleri, yanaklarınız kızarır. komik duruma düşüp saçmalamaya başlarsınız konuşurken; güldürürsünüz o nu bir de, gülümsemesine hasretken o nun ilaç gibi gelir size. özlem ne zor şeydir ya, bazen de güzel şeydir.
hiç bir güzel olaya tam anlamıyla sevinememe durumu öyle bir şeydir ki yarım kalırsınız. içiniz acır her olayda kalbinizin bir yanı onu düşünmektedir. veremezsiniz kendinizi hiç bir olaya, konsantrasyon diye bir şey kalmaz. (bkz: kalp yangını)
ice tuz basilmi$ gibi hissettirir, susatir. lakin susuzlugun tek caresi yine o ozlem duyulan sevgilidir. uzanip dokunmak ister insan ama.. amasi coktur bazen.
(bkz: sevgiliyi beklemek)