sevgilinin anlam veremediği ders konusu, ''çocuk nasıl yapılır?'' ise, ders çalışırken pek çok eğlenceli dakikanın geçeceğine delalettir.
(bkz: dersi uygulamalı olarak anlatmak)
normal birisi olunca; anlamadığı yerde 'lan skecem tahtanı, çok basit işte nesini anlamıyorsun' diyebilirsiniz... yiyorsa söyle bakalım sevgiliye... hele bir de sayısalcı değilse ve sayısal bir ders anlatıyorsanız yrrağı yediğinizin resmidir...
ciddi ciddi ''benim bu kızla ne işim var'' dedirtecek kadar matematik özürlüleriyle karşılaşılmıştır, tavsiye edilmez...
lan ne ergen fantazileriniz var öyle; masada ders çalışıyorsun, sonra elini kızın bacaklarına atıyorsun... sesini çıkarmıyor, göz göze gelip öpüşmeye başlıyorsunuz değil mi? siktirin gidin lan...
sevgili vizelerden çuvallamış olmasına rağmen hala akıllanmadıysa yapılması mecbur olandır.
konuya hakim olabilmek için öncelikle yalnız çalışılır. işin zor kısmıysa, onu ders çalşmaya ikna ve adapte edebilmektir. sevgili ikide bir sululuk yapıp konuyu değiştirmeye çalışırsa* arada sırada küçük molalar ve ödüller vermek motivasyonu arttırabilir.*
sabırlı olup olmadığınızı size kanıtlayacak olaydır. ben 50 kere bir insana iyonlaşma enerjisinin niye azalıp niye arttığını anlatamam patlatırım kafasına bi tane. öğrenirse öğrenir.
zor bişeydir ancak imkansız değildir.. sevgiliye ders çalıştırırken sabrınızı da denersiniz.şöyle ki normal bir arkadaşınıza aynı konuyu çalıştırsanız ama anlamasa ağzınıza geleni rahatlıkla söyleyebilirsiniz lakin sevgili de iş değişir.velhasıl çok da yapılası bir eğlem değildir sevgiliye ders çalıştırmak.. bırakın kalsın sınıfta..
anlatırsınız, anlatırsınız, "şimdi burayı anladın mı?" diye sorduğunuzda daldığı derin sulardan çıkıp, "ha, ne... he evet anladım canım" der. halbuki anlamamıştır ve deminden beri sizi seyrediyordur. *
-yavru ya bu maliyet muhasebesini nasıl halledeceğim. vize de kötü zaten.
-hallederiz efem. gel anlatayım ben sana. hemen anlarsın zaten çok konu yok
-pekii
şeklindeki diyaloglarla süreç başlar.
aradan geçen 1 saatin sonunda
-ya anlamadım ben kuzu.
-tamam canım ben anlatamamışımdır. öteki şekilde deneyeyim o zamana anlayacaksın. aklını versen. bişey yok anlamayacak.
aradan geçen 2 saatin sonunda
-anlamadım lan hala.
-yaa sen nasıl anlamıyorsun. şu okula nasıl geldiğine hayret ediyorum. hadi okula geldin bi şekilde 3. sınıfa kadar nasıl gelebilin ki sen.
-anlatamadın işte kabullen.
-git o zaman başkasını bul anlattıracak.
-bulurum lan.
bir de ertesi gün yapılacak olan iktisat sınavına zerre kadar anlamayan kız arkadaşını çalıştırıp ona 60 aldıran kendisi 40 alan benim gibi mallar vardır ki onlar ayrı bir başlıkta incelenmelidir.
sevişilir, hem de ders çalışmamak için saatlerce üstüste sevişilir. arada ders çalışılır ve ders çalışmanın verdiği vicdan rahatlığıyla tekrar sevişilir.
3 saat boyunca telefonla kimi yerlerini konusarak kimi yerlerini mesajla anlatarak sevgilime ingilizce calistirdim. Karsinizdaki dediklerinizi anliyorsa tadindan yenilmeyen eylemdir. Umarim aa ile gecer.
Eski sevgiliyi hatırlatır en yakın arkadaşımı da alırdım yanıma üçümüz beraber çalışırdık sonra ne oldu ise iki de hayatımdan aynı dönemden çıktılar sonra baktım ki artık beraber ders çalışır olmuşlar insaf be karakter yoksunu cibilliyetsizler.
Yanılmıyorsam sene 2012 veya 2013 sevgilim benim sayemde üniversiteyi kazanmıştı. Sevişme bahanesiyle eve çağırıp ders çalıştırırdım arada mola verirdik ağzına verirdim mutlu olurdu daha bir iştahlı ders çalışırdı. Sonra ne mi oldu kız üniversiteyi kazandı 1 ay sonra beni terk etti demek ki ağzına vererek ders çalıştırdığın sevgiliden hayır gelmez o yüzden sevgiliniz ağzına yüzüne yaprak bulaştırmadan ders çalıştırın.
Bir arkadaşımı sevgilisi telefondan ygs ye hazirliyordu.
Ama dönen muhabbet Efsaneydi çocuk ya kizim salak misin sen ya bu zamana kadar liseye nasıl geldin diyodu kız da eli mahkum çıt cikaramiyordu dinliyordu ve sevgilisi sayesinde 20-25 net filan yaptı.
