sevgili olarak adlandırılan, muhtemelen karşı cinsten olan eğlence arkadaşına aşık olunduğunun ayırdına varıldığı an ve/veya süreçtir ki kişisel tecrübemden* yola çıkarak ayrılığı müteakip 45 gün içinde olduğuna kanaat getirdiğim zaman dilimidir.
konuyu daha iyi anlayabilmek için iki kelimeyi iyi analiz etmek gerek: sevgili ve aşk.
sevgili bizi eğlendirmesi, dolaştırması ve geceleri koynuna alıp en güzel düşleri yaşatması için bulduğumuz iyi arkadaştır. evet sadece sıkılmayalım diye bulduğumuz iyi arkadaş.
aşk ise saçmalıklar bütünü olarak tanımlayabileceğim -ki varsa tanrının yegane kanıtı- kaos durumudur.
ve işte can alıcı husus, sevgiliye aşık olunduğu nasıl ve ne zaman anlaşılır?
cevap maalesef can sıkıcıdır: ayrıldığımız zaman.
başta o da hayatınıza giren erkeklerden biridir sadece. beraber sinemaya gittiğiniz, alışverişe çıktığınız, vakit geçirdiğiniz, kollarında uyuduğunuz sıradan biri.
hatta bazen çok sıkıcıdır, onunlayken dahi gözünüz başka birilerini arar, hem çok yakışıklı da görünmüyordur ve hatta bazen onu küstürmeye ve böylelikle kurtulmaya bile çalışırsınız daha iyisini bulduğunuzda!
derken bir gün çeker gider...
sevinirsiniz aslında bu duruma. yoo rol değil cidden sevinirsiniz. arkadaşlarınıza ondan nasıl kurtulduğunuzu anlatırsınız, numarasını silerken de inanılmaz neşelisinizdir ve bir daha geri dönmemesi için de temennilerde bulunursunuz yine yeni maceralara yelken açma vakti gelmiştir.
derken bir süre sonra yeni sevgilinizle sinemadan çıkarken birini ona benzetirsiniz sadece...
derken bir süre sonra sevgilinizleyken çok mutlu olduğunuzu ama eve dönünce o'nu hatırladığınızı farkedersiniz...
derken bir süre sonra engelini kaldırma isteği duyarsınız msnde ve facebook'ta profiline bakarsınız "bakalım bu salak şimdi ne yapıyor" diye.
ama derken bir süre sonra onun sizde saplantı olduğunu farkedersiniz, ne yeni sevgili ne gelecekteki sevgililerin asla onun gibi olması ihtimali yoktur, tıpkı ona yeniden sahip olma ihtimalinizin olmadığı gibi.
hayatımdan çıksa da boşluk oluşturmaz diye düşünürsünüz. kolaycacık unuturum dersiniz. ama bir gün çok değil bir gün ayrı kaldığınızda anlarsınız işte. meğer yaratacağı boşluk o kadar da küçük değilmiş. o andan sonra siz kovalayan o kaçan olur zaten.