Değmezmiş aslında,
Can çekişen umutların ardından,
Gözyaşı dökmeye
Üstelik herkese varken ölüm.
Ve sen razıysan uğurlamalara,
Ve ben hazırsam gitmelere.
Ne çıkar gideceğim yeri bilmesem.
Birkaç anıyı doldurup bavuluma,
Hatıraları takıp takıştırıp boynuma,
Terkederim kendimi.
Seni bulduğum yerde...
Avuçlarımda beş çakıl taşı
Birkaç midye kabuğu senden arda kalanlar
Yanaklarımda sonbahar hüzün göz yaşı
Anılarsa mazideki yalanlar
Oysa senle gelmişti yüreğime bayram
Akdeniz seninleydi seyran
Sen; kelebeğin kanatlarında
Deniz aşırı ülkelerden gelip saran
Mavilerime maviler karan sevgilim
Kutsal ateşe benzerdi o buselerin
Tortusuydun , şarap tadında gecelerin
Sen hayallerim sendin gerçeğim
Eylül bezenmiş gurbet çiçeğim
Sıla kokardı tenin burcu burcu
Yokluğun bana ölüm orucu
Sınırsız yaşasak da bu aşkı
Yüreğimden tut beni, sımsıkı
Düşersem umutlarım düşer, ben biterim
Düşlerim sevgilerim biter, çeker giderim
Sessiz bir şarkı olurum dudaklarında
Kayıp yüz olurum bu şehrin sokaklarında
Beynimde vurgun veda sözleri
Göğsümde aşkın ayak izleri
Beni abislere gömdüğün günden beri
Kırmızı güllere düşen şebnem
Ey gönlümün güzelliği diğer yarısı
Yapraklar sararınca mı düşer
Düşeceğinden mi kesilir safran sarısı
Bu nasıl tutkudur nasıl ilk kalp ağrısı
Hangi canan saçlarında asar bir canı
Hangi gurbet sinesine basar
Böyle ayrılığı, ey canımın sancısı *
bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ
sevgiler bekliyor sürekli benden.
insanın bir yanı nedense hep eksik
ve o eksiği tamamlayayım derken
var olan aşınıyor azar azar zamanla.
anamın bıraktığı yerden sarıl bana
anıların kar topluyor inceden
bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
ama yine de unutuş değil bu
sızlatıyor sensizliği tersine.
senin kim olduğunu bile bilmezken.
Maviye
Maviye çalar gözlerin
Yangın mavisine
Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık...
itten aç,
Yılandan çıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
ille de ille
Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N'olur gel,
Ay karanlık...
Dört yanım puşt zulası,
Dost yüzlü,
Dost gülücüklü
Cıgaramdan yanar.
Alnım öperler.
Suskun, hayın, çıyansı.
Dört yanım puşt zulası,
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim gece ölesim tutmuş.
Etme gel,
Ay karanlık...
arka sokaklarda bulmuştuk birbirimizi,
yaratmıştık kendi çizgimizi.
en güzel anlar kayıp giderken zamanımızdan,
kader ne yapıp edip ayırdı kalplerimizi.
hep böyle mi olmalıydı?
dürüstlük kazanmamalı mıydı?
nasırlaşırken benim kalbim,
sana orada bir yer kalmalı mıydı?
zaman dediler ilaçtır dediler,
kandık, dinledik birer birer.
bir daha kaybetmeyeceksem eğer,
yalan da söylerim ne fark eder?