dünyada bir insanın en ciddi kazanımlarından birinin sevmek ve karşılığında sevilmek olduğunu düşünürsek bildiğin ot gibi yaşama tekabül eden hayattır.
erkek için sevgilisiz hayatın güzel tarafları da vardır,
kimseye ilgi göstermek zaman ayırmak zorunda değilsinizdir.kapris dırdır vıdı vıdı çekmek,kimseyi kıskanmak, sahiplenmek zorunda değilsinizdir.yanlızlık da lükstür. ama mahalle baskısı keyfinizi kaçırır.eksik adam,korkak,hatta gay damgası bile yiyebilirsiniz.kızlar da sevgilisi yok o zaman bunda iş yok der sizi olay lokma görürler çantada keklik olusunuz.
sıkıldığında omzuna yaslanacak birinin olmaması, dans pistinde yalnız kalmak, telefonunun arkadaşların dışında arayan olmayışı, kokusunu içine çekebileceğin birinden haberdar bile olmayışın, güzel sözler ve temennileri amirlerinden ve ailenden duyman,kapris yapabilecek birini her aradığında yanında bulamaman, düşüncelerini ve duygularını sadece iyi dostlarının dinlediği, birinin eline sıkı sıkı sarılamaman, şu ağacın altında beni öpmüştü gibi fantezik cümleleri asla kuramayacağın yavan , yalnız bir hayattır.çekilesi değildir..
Daha çocukluğundan kazık kadar olana kadar aynı kişiyi sevmiş birisi için sevgilinin ifade ettiği anlam 11 yıl, yaşanan acılar, tebessümler, paylaşımlar, ufak çaplı kavgalar...
Bir an olmadığını düşünürsek;
Kriz anıdır.
Psikolojik yıkımın,
bünyenin buhranına sebep olacak bir hastalık.
iç ve dış savaşları beraberinde getirecek bir krizdir.
bildiğin hayattır. ananızın karnından sevgilinizle mi doğdunuz nan denilesi durumdur. hatta bir de onsuz yaşayamam olayları vardır. yalan söylemeyin allah taş yapar.
meyvasız ağaca benzeyip, birisi gelsede taşlasa ulan beni diye inim inim inleten. kaba tabiri ise "abazalıkta master yapmak" olarak adlandırabilinecek olan insan halidir.
yıllardır içinde bulunduğum durumdur. maalesef hayatın manasını anlam verememin sebebidir çoğumuza göre. acaba sevgilim olunca hayata daha fazla değer katabilecek miyim? bu soruyo soruyorum kendime ve dönüp sevgilim olduğu zamana bakınca hayatın pekte farklı olmadığını görüyorum.
yani sevglinizin olması size pek fazla bir şey katmıyor. buna rağmen olmaması çok şeylerde alıp götürüyor. içiniz burkuluyor.
sevgilisiz olmak çoğu zaman avantaj rahat olmaya alışıyor insan.ama sabahın köründe kalkıp buluşmaya gitmek güzel olabilir.
son düzeyli ilişkimden sonra kendime bir portre çizdim ve artık şunu gayet iyi biliyorum ve etrafımdan duyuyorum : uyuzun biriyim.
birazdaha konuyu açarsak sevgilisiz hayatın bana kazandırdıkları ve kaybettirdirkleri şunlardır :
Cafe yerine kahveye gitmek, sosyoloji,felsefe okumak,
eski dostlarla daha sık görüşmek, profiterol yerine keşkül yemek,
iltifatları unutmak,
fazla gülmemek,
daha fazla tek gecelik insanlar beraber olmak, naz, kapris.. gibi cümleleri hayatından cıkarmak,
bira ve şarap içmeyi bırakmak,
ayrılık şarkısı, aşk şarkısı dinlememek,
sakal bırakmak,
.
.
.
en önemlisi sınıf birincisi olmak tabikide.
sevgilili hayattan hiçbir farkı olmayan durum. zira insanın öyle bir yanlızlığı var ki; üzerinize 40 tane sevgili çivileselerde o yanlızlık menzilsizdir, o arayı kapatmaya hiçbir sevgi yetmez...yaşayacak ve göreceksin dost.
bazen çekilmeyecek duruma gelen hayattır. her zaman yanında olacak, dertlerini ve sevgisini paylaşacak birini bulamamanın verdiği boşluk öyle kötüdür ki, içine düştükçe bitmez, sonu gelmez...
o, saçlarını okşayamadığın, sarılamadığın, "seni seviyorum" diyemediğin kişidir. çok zordur, çok..