Bu kadar yüklenmeyin be sayın yazarlarım bana,
beni daha hayatımda gercekten kimse sevmedi ki,
dört sene önce bir erkek aradaşım vardı .. ondan bir defasında saçlarımı taramasını rica etmiştim .. ben sevmiyorum öyle seyleri Demişti, ama ben biliyordum ki benden önce nişanlıydı .. o kızın bırakın saclarını taramayı .. yağmurda islanırlarmış onun evine giderlermiş koşa koşa .. üşümesin .. diye saclarını kendi eliyle kuruturmuş.
Icimde kaldı hep bilir misiniz .. o günden bugüne diyorum ki demek ki bir erkek sadece sevdiği kızın saclarını tarar.
sevgilisinin uzun saçlarıyla daha da çok seven, her banyo sonrası tararken kol kası yapılmaya müsait gür saçlarını kolları yorulmasın diye sevgi ile tarayan erkektir. öpülerek teşekkür edilesidir.
yatakta oturmuşuz saçları beline kadar olan sevdiğim duştan çıkmış hala ıslak saçlarıyla göğsümde de dayanmış anın tadını çıkarıyoruz. bi an tarağa uzanıyorum. yavaş yavaş taramaya başlıyorum. çok sakin ve acıtmadan... her tel için her santim için ayrı ayrı uğraşıyorum. yorgun düşesiye kadar tarıyorum ipek saçlarını. uyuya kalıyoruz sarmaş dolaş gecenin sessizliğinde...
edit: artık uyanıyorum elimde bir tarak boş bi odada. mutlulukla hayal kırıklığının karışımı bi duyguyla karnımda. o yok hiç olmamış. bense uykuma tekrar dönüyorum hiç uyanmamak umuduyla.