hakkında olumsuz eleştirilere maruz kalıyorsa hiç üzülmesin bu erkekler.
bu zevke erişemeyenler için soruyorum: hiç duştan yeni çıkmış bir kadının kokusunu içine çektin mi? duştan çıkıp, üzerini giydikten sonra ilk öpücüğü yanağına kondurduğunda düşünceden nasıl sıyrılabildiğini insanın farkettin mi?
sen daha yaşamaya başlamamışsın adamım.
duştan yeni çıkmış sevgilisinin saçını kurutan erkek şunların tek tek farkına varır:
-birader hakkaten uzun saçın kuruması zaman alıyormuş. ben terledim yemin ederim.
-kendi saçını kuruturken iyi de, başkasının saçını kuruturken kuul olamıyorsun. titrek panda gibi tutuyor insan makineyi.
(*aşkım şuraya doğru tutsana.)
-çok güzel kokuyor allahım.
-birazdan benle sevişir mi acaba? çok pis gaza geldim.
(*ne düşünüyorsun öyle daldın?)
-bizim tayfadan bu halimi gören olsa heralde 3 yıl şamar oğlanı olurum ellerinde.
-niye bu kadar güzel kokuyor bu?
-tatlı bi bakış attı, sevişmek istiyor galiba.
-sanırım seviyorum.
-kaptırma kendini harmonica.
-hafiften dokansam mı orasına burasına. kızmaz canım.
(* hayatım önlere gel şimdi)
-önlere derken?
-hala kurumadı lan bu. ütüye mi yatırsak?
ihtiyar delikanlı filminde gördüğüm ve mıh gibi beynime çakılmış bir sahnedir.gerçekten çok hoş bir sahneydi.adamın o an şevkatle saçları kurutması pek bi okşar izleyicinin ruhunu.ama sonradan sevdiğinin , aslında kızı olduğu gerçeğinin ortaya çıkması benim için o sahnenin anlamından hiçbirşey kaybettirmemiştir.
az sayıda bulunan erkek versiyonudur. "aman ne de tatlısın sen" denir böylesine. minik bir çocuk kadar masum bir eylemdir de. huzurla ve şevkatle gülümsetebilir sevdiğini.