sevgilisini çizdiği nü çalışmayı wallpaper yapmayan erkektir. iktidarsızdır. o kadar nü resim yaptır sen sevgiline sonra wallpaper olmasın o resim. bunun ucu eşcinselliğe kadar gider.
sevgilisinin kölesi olmamış erkektir. aynı zamanda sevgilisi benim fotoğrafımı niye telefonunun ekranını koymuyosun diyen sevgilisine telefonun şarjı çabuk bitiyo diyip sonra da ekrana kendi resmini koyan bi erkek modeli vardır ki o da benim.
sevgisini duvarlarda değil gönlünde yaşamasını bilen nadir bulunan bir erkektir. insan doğasında bulunan gösterme güdüsünü alt etmeyi başarmış olgun insandır. başkaları için değil kendisi için yaşar.
seviyorum bu erkeği ya da benzer şekilde kadını. neden diye sorarsanız, mimari stüdyo ortamında, herkes bilgisayardan birbirine projelerini anlatıyor diye varsayalım. autocad, 3ds max penceresinin arkasından o sevgilinin sırıtışı, azı dişi, yanağındaki gamzesi, keman kaşı vs. gözükür. o insancık size takır takır izah ededursun projesini, sizin gözünüz wallpaper'daki aşk insanına kayar. yapmayın böyle. dikkatimizi dağıtmayın. mediascreen gibi gezdirmeyin sevdiceğinizin görsellerini orada burada.
ha bunu bu dille anlattığınız aşık arkadaşınız muhtemelen hafif naif bir tonlamayla ''-sevgilimin olmadığı her yerde, her ortamda eksiğim ben.'' gibi bir yanıt verecektir. hatta o muhtemel yanıtın sonuna üç nokta iyi gider. ekran yahu, ekran! bilgisayar ekranı, piksellerden oluşuyor, ne ortamı, ekosistem mi sandın sen lcd'yi diyesiniz gelir, sonra o ''sempatik çifte gülümseyen'' surat ifadenizi takınırsınız bir şekilde. canlarım benim.