çok saçma buluyorum böyle insanları. sevgili olmayı birşeyleri yasaklamak, yasaklar çiğnenince kıyameti koparmak, trip atmak sanıyorlar. Böylelikle birbirlerine olan saygılarını kaybediyorlar ve kavga gürültüden sevgiye, aşka zaman bulamıyorlar. Oysa ne gerek var böyle şeylere? aklında gitmek olan birini bu şekilde tutamazsın. aksine, onu itmiş olursun. Kısacası kıskançlık yapacağım diye ipin ucunu kaçırmayın.
Eğer karşı taraf bir hatayı artan şiddetle tekrar ediyorsa, haklı olan sevgilidir. Kısıtlamanın asıl sebebi aradaki güvensizliktir ve sorulması gereken soru bu güvensizliğin ortaya çıkmasında en çok kimin payı olduğudur. Yani en fazla yalan söyleyen tarafın hangisi olduğu. Fakat her türlü yalana dolana rağmen iki tarafta birbirini sevmeyi bırakmıyorsa orada gerçek bir aşk vardır. Kimin sevip sevmediği açıkça bellidir yani...
tekme falan yemez. aksine el üstünde tutulur, baskıcı tutumu aşka yorumlanır. hatta eğer özgürlüğü kısıtlayıcı bir yapıya sahip değilse "ya sen beni hiç kıskanmıyorsun" diye bir güzel eleştirilir.
klavye başına geçtiğinde kişiliği metamorfoz geçiren hanımefendilerin bu erkek hakkındaki eleştirilerini dikkate almayınız.
insanin ozgurlugunu elinden almaya calişan erkek arkadaştır. Ne giydiginize, kimle konuştugunuza, sutyen askınızın rengine bile karışir. Devamlı sizi gozetler hem sizi hem de etrafınızdakileri tedirgin eder. Kısaca, size dunyayı dar eder, sonra da niye mutlu degilsin diye sorar..
aslında kısıtlamak istemeyen ama kısıtlaması için nedenleri olan sevgililerdir. sevgilinin mal olması gibi nedenlerden dolayı olur genelde. şimdi ben bu kızı seviyorum, ama kız mal, belki biraz ergen, belki biraz fazlasıyla rahat, kendisini korumayı bilmiyor hatta belki bunu yapmak dahi istemiyor. ya kısıtlayacaksın ya da güle güle diyeceksin bu durumda. başka önerisi olan?