tip felan demeyi sevmem ama karakter yüzünden böyle oldu başlık, içim acıyor adeta bu yüzden. neyse.
tarifi pek mümkün olmayan kişiliklerden biridir. aşk sarhoşu olma ihtimali vardır bu insanın evet. fakat bu kadar da olmaz demek de elde değil. hayır yani o mesajları ilkokul fişini yazar edasıyla yazmak ne demek? empati yapıcam da havamda değilim bebeyim. sen o defteri al ömür boyu sakla.
cep telefonunun mesaj belleğinde yer kalmamış, yeni mesajlar alabilmek için de mesajları silmek zorunda olduğunu bilen ama o silmesi gerektiği mesajlara kıyamayan, bunun için de onları defterde ölümsüzleştirmeyi isteyen kişidir.
anılarını saklamak isteyen insandır. okuyup okuyup kendini mutlu hissetmek ister. sevgili bitip gittikten sonra o defter artık rahatsız edici duruma gelir ve mekanı çöp kutusu olur.
Nobel edebiyat ödülüne layık görülen Fransız yazar Jean-Marie Gustave Le Clezio' nun "Biri, günün birinde, yazıyı icat etmiştir. Bunu ne dünyayı izah etmek ne de anlamak için yapmıştır. Hareket etmek için icat etmiştir yazıyı. O günden bu yana, yazan insan önüne bakar ve soruları görmez. Soruları görecek zamanı yoktur. Sorular gürültülerdir. Eğer insan bir an dursa ve gürültülere kulak verse, yazısını yitirir. Kendini diğer gürültülerin içinde bulur." dediği gibi herşeyden kendini soyutlayıp sevgiliye adamış kişi eylemidir... yani; ne hiç bir şeyi izah etmek için, ne de anlamak için... sadece sevgiliye doğru hareket etmek için... gürültülerden arınıp; sevgiliye konsantre olmak için yaptığı bir eylem olarak düşünülebilir.
Benim kocam olabilir bu tip. Ne çok sevinmiştim vakti zamanında yazdığım mesajları deftere yazıyor, saklıyor diye. Lakin anladım ki geçmişte kalmış bu yöntemler. Çünkü sevgilisine yazdığı her şeyi bilgisayar ortamına kaydediyormuş angut. Modası geçmiş, duyrulur.
önce dinlenmesi gerek tiptir(!). çok aşıksınızdır, ama yani hani sağında solunda gördüğün tiplerden değil ha. böyle hayatında bir kere aşık olursun başka da istemezsin hani sadık kalmak zor değil aldatmak zordur onu.işte sonra ayrılırsın o seni terkeder falan. mesafe ayrılma sebeplerinden biridir bu mevzuda. yediremezsin kendine, aylarca acı çekersin, hayatın saçma sapan yönlere gider. kendine bin türlü telkin verirsin olmadı işte olmadı güçlü ol diye tam güvenin kendine gelir, sonra hüngür hüngür ağlarsın nasıl olmaz ya?! nasıl olmaz diye isyanlara gelirsin.
bir kaç ay böyle gider. sonra farkedersin ki onunla ilgili şeylerden kurtulmadan onu unutamicaksındır. aslında bu bir yanılgıdır ama bilemezsin. neyse geçelim bunları. bu kurtulman gereken şeylerin en başında onun sana senin ona attığın hala telefonda duran mesajlar vardır. ama bunlar nitelikli mesajlar, okur öyle geçme mesaj diye. o mesaj telefonunda durduğuna göre yıllardır, illa ki ilk okuduğunda seni şapşallar gibi gülümsetmiştir dünyanın en mutlu insanı yapmıştr. işte senin için bu kadar değerli şeyleri nasıl yokedebilirsin? ah der sızlar için. zaman zaman okursun onları vay be nerden nereye dersin. zaman geçmektedir artık acı azaldığından mıdır, yoksa acıya alışıldığından mıdır çok koymaz sana bunlar. ama hep daim kalır o mesajlar.ulan*** ha bu acı içinde geçen aylar var ya bu aylar süresince de onunla konuşmaya falan çalışırsın bazen iyi başlar iyi gider fakat sonunda illa ki ağzına sıçar karşında ki 1 kaç hafta kızgın ve kırgın dolaşırsın aşk acın hafifler ama işte o nitelikli dediğim mesajlar yakanı bırakmaz. en son parlak bir fikir gelir aklına, onun sana yazdığı günlüğe yazmak o mesajları sonra telefondan silmek. günlüğü kaldırmak yoketmek. ama hala sende olduğunu bilip içini rahat tutmaya çalışmak. *** işte deftere yazma hikayesi budur, bu sebeplerden o mesajlar kağıda dökülür. ben döktüm mü? hayır üşendim, korktum tekrar onları okumaktan ve hatta yazmaktan. hani derler ya insan yazarak öğrenir diye, öğrenmek istemedim ben. bu düşüncelerden bir kaç ay sonra son bir kez samimi bir metin yazılır eski sevgili kişisine yollanır her şeyi açıkça dile getirmişsindir. ümitlisindir. tekrar dersin tekrar. cevap olumsuz gelir. hem de ilk defa seni sevmiyorum artık cümlesini işitirsin. 3 saatlik bir dumur yaşarsın. sonra cesaretlenirsin güçlenirsin, seni esir eden duygularından kurtulup mesaj mail, yorum, masal, resim, video, şarkı ne varsa silersin yokedersin. bunları yaptıkça özgüvenün o kadar artar ki. bir kaç saat önceki ezik sümsük herif gitmiştir. çünkü o onu ezip geçen kişinin onda bıraktığı şeyleri yokedecek kadar kuvvetlidir. bir unutma dönemi başlar. aklınızda sorular olabilir peki her şeyi silince unutuluyor mu kurtuluyor mu insan? hayır arkadaşım kurtulunmuyor. her gün gidip evlerinin altındaki tekel bayiiden sigara alıyorsun. özlüyorsun. **
sevdiğine çok önem veren kişidir. ona dair hiçbir şey kaybolsun istemez. ancak geçen zaman bu eylemin gereksizliğini acı biçimde gösterdiği zaman ilk işi defterdeki sayfalara yönelmek olur.
ayrılık geldiği vakit çok acıtır..
mesajlar yaşadıklarıni birkaç cümleyle özetler çünkü,
kızgınlıkları, en güzel, en özel sözcükleri, aşkı, sevdayı, herşeyi...
klasik kişiliktir evet.
belki sürekli sevgili değiştirme niyetlisi olmadığından,
belki bulduğu bu aşkın sonsuz olacağından ümitli
hatta gelecekte okuyup gülümseyecekleri bir hatıra yumağı olacağı şeklinde düşünmektedir.
kimse o kadar zeki değildir ki günleri, tüm yaşananları hatırlasın..
işte mesajlar, günlükler ve pc notları...
ne kitaplar yazılmıştır,
ne kitaplar yazılacaktır...
o kadar değerli, o kadar nadir ve yaygın olmayandır.