başı ezilmemiş soğanın içinde saklanan cücüktür kendisi. her an bir varoşun fasulyesinin yanına katık olabilecek düzeydedir. sevgilini mango dururken salı pazarından giydirirsin ha? nerde ucuzluk sen oradasın be yavrum, olmaz ki.
ben böyle sevgilileri resmen çok şiddetli ve gürültülü kınıyorum! hiç insan sevgilisine herkesin elleyip elleyip bıraktığı 1 liradan maksimum 10 liraya çıkan aşırı ucuz bi şey alır mı yahu?! bunlar alıyor arkadaş! mesela ben sevgilime böyle bir şey alsam utancımdan benjamin franklin'in suratına bakamam. neyse işte, bence sevgilisi için üç kuruşa kıyamayan erkek soğan erkeğidir, bu da böyle bilinsin.
giyeceğin tek işlevi insanı örtmektir. gösteriş, marka, statü ve benzeri şeylere kafayı takan insanların giyeceğe bir yığın para vermesi her ne kadar tercih meselesi olsa da, (şahsım gibi) bazı insanlarca gereksiz bulunur. pazardan alınacak beş liralık bir tshirt, mağazadan alınacak yüz liralık bir tshirt ile aynı görevi görecektir. ayakkabı almak gibi insan sağlığını doğrudan etkileyen istisnai durumlar olabilir; fakat sadece beğenilmek uğruna yapılıyorsa biraz gariptir.
not: elbette her insan beğenilmek ister. kimisi koluna bacağına swatch'un modellerini döşeyerek, kimisi doğal güzelliğiyle, kimisi de kültürel birikimiyle yapar bunu.
sevgilisini niye giydiriyor ki? herkes kendi alışverişini kendi yapsın. meta fetişizminden öte kadının metalaştırılması canımı sıkan. yapmayın, daha gerçek olmalı yaşadıklarımız...