aha valla bunlardan çok gördüm ben. yemin ederim. ekmek-musaf çarpsın ki. çarpılıp da mustafa topaloğlu ve peker açıkalın'la aynı filmde oynamayı allah bana nasip etmesin ki gördüm.
hala inanmıyorsanız azınıza sıçayım demeyeceğim. inanamazsanız inanmayın .mına koyim. yalana borcum mu var.
aha böyle geçerler sevgilileri ile sote bir yere. bir şekilde siz bu kızlardan birisine baktığınızda o hemen yanındaki çocuğun yanağına öpücük kondurur. bazıları ise dudağına. hatta bi keresinde bir sinemanın bekleme salonunda kızın biriyle göz göze geldim diye kız sevgilisini sömürdü ayakta. hem dudaklarını hem de cüzdanını.
çocuğa bir koli malzeme aldırdı kantinden. azına sıçtımın şıllığı sanki sinemaya değil de piknik yapmaya gelmiş. az kalsın yanlarına gidip bağıracaktım;
"lan terbiyesizler o kadar şeyle bir aile doyuyor be."
sonra da yüzlerine tükürecektim. annemin beni tehdit ettiği gibi.
konu dağıldı. farkındayım. çünkü çok hızlı geldi. saçı başı...
lan işte bakıyorlar möl möl. anlamını çözemedim daha. galiba "bu benim" demek istiyorlar. bu benim dedikleri erkeğin vesikalığını ben arka tarafımda taşıyorum. iki lobu var. bi' deliği. "bu benim" dedikleri sıfatı bi görseniz tezeğe sarılıp uyursunuz. o derece.
