işin içinde olunmadan yorum yapılmaması gereken durumdur. kız bu kadar aciz midir? peki ya erkek ilan edildiği gibi şeytan mıdır? eylemi tek taraf mı gerçekleştirmiştir? iki taraf da zevk almamışmıdır?
kız neden korunma isteğini bildirmiyor? yok kız bunu söylüyor, erkek dinlemeden ilişkiye giriyorsa bu tecavüzdür. o zaman erkek hayvandır. kız yine korunma isteğini bildiriyor, erkek kızı tatlı dille ikna ediyor ve neticesinde siktir olup gidiyorsa salaktır. o çocuk yarın senin omuzuna yük olacaktır. hayat boyu o çocuğa bakacaksın. aile kurduğunda dahi bu sorun olacak.
tekrarlıyorum, içinde olmadan yorum yapılamayacak durumdur...
kendisine göre haklı gerekçeler oluşturmuş erkektir ama hiçbir gerekçe bir kızı hamile bırakıp sonra terk edip sonra da ortalarda hiç bir şey olmamış gibi dolaşamaya uygun ve meşru bir zemin sağlayamaz. gelelim bunu yapanın durumuna. bölgelere ve koşullara bağlı olarak ya namlunun ucunda selavat getirerek nefes alır verir, ya parası varsa aracılarla falan filan olayın üzerini kapatırlar ya da istanbul gibi büyük bir metropole kaçar ve birkaç yıl yok olur.
istanbul (iha) - prof. dr. duygun yarsuvat başkanlığında bir toplantı düzenleyen türk ceza hukuku derneği yönetim kurulu, türk ceza kanunu (tck) tasarısında "zina"nın suç kabul edilmesi yönünde düzenlemeye ilişkin son gelişmelerle ilgili bir açıklama yaptı.
türk ceza hukuku derneği yönetim kurulu'nun 1 eylül tarihinde düzenlenen toplantısında, son günlerde zina suçunun tck içine yeniden alınması yönündeki girişimlere karşı, "tarihsel gelişim ile çağdaş karşılaştırmalı hukukun durumunu açıklamanın yararlı ve gerekli olacağı"nın kararlaştırıldığı açıklandı. yönetim kurulu'nun açıklamasında, "bugün pek çok batı ülkesinde zina artık bir suç olarak ceza kanunlarında yer almamaktadır. bu eylem, hukuk sistemlerinde, bir boşanma nedeni olarak kabul edilmektedir. zinanın, bir suç olarak düzenlendiği dönemlerde, ispatının çok zor olması, delillerin sağlanmasında kişinin özel hayatına ve saygınlığına saldırıların çıkabilmesi ve aile bireylerinin de bu suç nedeni ile çok büyük zararlar görmesi karşısında, ceza hukuku alanı dışına çıkarılması yönünde güçlü bir akım belirmişti. bu akım, 'ceza kanunu kişinin yatak odasına girmemelidir' sözleri ile daha da yaygınlaşmıştı. bu nedenlerle, federal almanya 1969'da, isviçre 1989'da, fransa 1999'da, avusturya 1997'de bu suçu, ceza kanunlarından çıkarmışlardı" denildi.
türkiye'nin, farklı bir bakış açısı ile zinayı ceza kanunu'ndan 1990'lı yılların sonlarında çıkardığının da anlatıldığı açıklamada, "türk ceza kanunu'nda erkeğin ve kadının zinasının düzenlendiği 440 ve 441. maddelerde suçun oluşumu için farkı koşullar öngörülmüştü. evli kadının zinasında evlilik dışında bir tek cinsel ilişki yeterli iken, evli erkeğin zinası için cinsel ilişkinin ötesinde herkesçe bilinecek biçimde karı-koca gibi yaşamak gerekli görülmüştü. anayasa mahkemesi bu farklılığı eşitliğe aykırı bulmuş ve ünlü kararlarını oybirliği ile vermişti. türk anayasa mahkemesi 23 eylül 1996 tarihli ve 1996/15 esas, 1996/34 karar sayılı ve 23 haziran 1998 tarihli ve 1998/3 esas ve 1998/28 karar sayılı kararları ile erkeğin ve kadının zinası suçlarını düzenleyen tck 440 ve 441. maddelerini anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı bulmuş ve iptal etmişti" ifadelerine yer verildi.
yüksek mahkeme'nin bu kararların birinde kullandığı ifadelerin değerlendirildiği açıklama şu bilgiler ile sona erdi:
"yüksek mahkeme bu kararların birinde aynen şöyle demişti: 'kocanın eyleminin zina suçu sayılabilmesi için kadının zinasında aranmayan kimi koşul ve öğelerin aranması, karı karşısında kocaya yasal üstünlük tanınması anlamına gelir. evlilik birliği içinde kocaya bu tür üstünlük tanımak için haklı bir neden yoktur. çünkü karşılıklı sadakat yükümlülüğü bakımından karı ile koca arasında fark bulunmamaktadır. bunun için kocanın basit zinasının cezalandırılmaması, ona kadına karşı anlayışa uymayan bir ayrıcalık tanınmasına yol açarak cinsiyet ayırımını reddeden kadın erkek eşitliğini bozar.' bu gelişmelere karşın zinayı yeniden ceza kanunu içerisine almak, çağdaş yaklaşımlara, hukukun genel ilkelerine ve yeni anlayışlara aykırı olacaktır
--spoiler--
asıl kötülüğü kendi çocuğuna yapmış olan erkektir.
terkettiği kız bir şekilde devam ettirir hayatını, eğer hamileliği sonlandırmazsa doğan çocuğa olur olacak..
beş para etmezdir. bişeyler yaşanırken güzelse, sonra bari zor anında yanında ol dediğim erkektir. bir canlıyı parçalayıp aldırmak ne kadar kolay söylenilebiliyor dimi. iki taraf içinde zordur demek isterdim ama kadın için çok zordur.
suçlu değildir. zorla şeyetmedi ya hamile bıraktığını. ama kız da özgür kızdır ya, kendine güveni olan kızdır ya nolcak hamile kaldıysa? özgüveniyle özgürce büyütür piçini. daha ne? herkes mutlu.
heh hamile bıraktı suçlu oldu erkek kişisi! yahu kız kısmının hiç suçu yok mu? kimse yok mu? parmak atacak çocuğu kurtaracak... sonra vay efendim şöyle vay efendim böyle...
ben kızları değil erkek kişisinin annesini suçluyorum. bir orospunun çocuk sahibi olması reva mı?
üstüne konuşmaya lüzum olmayan erkektir. burda konu hamile kalan kız olmalıdır. nasıl bu adamı tanıyamadan hamile kalmaya kadar gitmiştir? bu soruyu yanıtlamak için de artık geç.
