aha siz demeden ben söyleyeyim, tespit sıçtım. sıçarken beynimin içinde oluşan ıkınmadan bahsedeceğim biraz.
biz türkler (öhööm)sevgilimizden bahsetmeyiz. tabi buna fakbadiler dahil değil, bildiğin kalpli, aşklı, sevecen sevgililik durumu için geçerli. ımm ne diyorduk? hah, bizler sevgiliden bahsetmeyiz, çünkü sevgili eş adayıdır ve etrafın onunla ilgili herhangi bir kötü düşüncelere dalmasına müsade etmeyiz.(mahalle baskısı burda) yiyişmelerimizi, gezdiğimiz yerleri, sevgilimizin hoşlandığı şeyleri, görmezden geldiğimiz iğrençliklerin asla ve kat'a anlatmayız. ama konu eski sevgili olduğunda bu şekilde davranmayız. çünkü o eskidir ve artık başkasıyla sevişebilir, gezebilir, güzel günler geçirebilir. lakin bunu kabullenemeyiz. yani eski oluşunu. bir zamanlar kıymetliydi ve artık önceden bulunduğu yerde duramayışı bizim de çenemizin yaylarının gevşemesine sebep olur. eski sevgiliyle ilgili ne kadar iğrençlik varsa kat be kat abartılarak anlatılır. olmayan hayali yaşanmışlıklar eklenir bi daha anlatılır. olmayacak şeyler eklenir tekrar anlatılır. bu şekilde olmadı başka türlü anlatayım diye düşünülür, tekrar anlatılır. velhasıl, anlatılır da anlatır, hiç bitmez eski sevgili muhabbeti.
sevgilinizin kıymeti eski sevgilinizi kıymetsiz gösterme telaşınızla ötelemeyin. yoksa o da eski oluverir ve siz sadece eskileri konuşan, öngörüsü olmayan, bitik insanlar oluverirsiniz. bence yapmayın. rahat bırakın artık eski sevgililerinizi, mutlu olmaya çalışın.
muhtemelen ercan saatçi bestesi olan yastayım şarkısındaki gibi çoluk çocuğa karışsa bile o'nu unutamayacak kadar sevmiş bir birey olma ihtimali de yüksektir.
eğer kız arkadaşın sana yapıyorsa hemen siktiri bas yoksa sonra başına geleceklerden ben sorumlu değilim. bırak devamlı kıyaslamasını sen sormadan eski sevgilerini tanıtsa bile yap bunu.