hayır, o çocuğun sevgilisi yerine koyun kendinizi, siz olsanız kıskanmaz mısınız?
tanım: "sahipli mal iyidir" düşüncesiyle çocuğu ayartmaya çalışmak. nedense o çocuğu sevgilisinden ayırmayı başarınca birden bire tüm albenisi yok olur.
edit : burada ikinci kadın olan yazarlar var herhalde, onlara hasta ilişkilerinde mutluluklar..
Çok da tutulmadan, bağlanmadan, kör kütük aşık olmadan, hemen peşi bırakılmalı, sevgilisi olmayan başka adaylara yönelimmelidir.
Eğer fena halde tutulma, fena halde aşık olunursa iş çıkmaza girer, bir de sevgilisi belalı biri ise işin ucunda ölmek bile vardır, birisi kaybetmemek, ötekisi kazanmak için uğraşır, gözler kararır, , biri mezara veya en iyi ihitimalle hastaneye, ötekisi kodese girme ihitimali yüksektir.
Daha çok 2 erkeğin bir bayan için çıkan olaylardır, ama son zamanlarda 2 bayanın bir erkek için bulaştığı olaylar da gümdemde sıkça yer almaya başlamıştır...
neden ve nasıl olduğu önemli olmayan olaydır malum aşktır bu.insanın içini sızlatır. kötü düşüncelerin devreye girmesi de pek geç değildir. sevgilisinden ayrılmasını beklemek, aralarının kötü olduğunda sevinmek *
çok pis bir duygudur. düşünsene, sevdiğin hatunla başka bir herif takılıyor üstelik onun rızasıyla. ve sen onun için bir hiçsin. tepkini sadece duvarları yumruklayarak gösterebiliyorsun.
çaresizlikte gelinebilinecek son noktadır. kendini tanımazsın üzülmesin diye ayrılmasını bile düşünemezsin... düşün düşün nereye kadar? seversin çok, ağlarsın bol bol. kendi halinde onursuzluğunu kabul bile edemezsin. aslında o kadar düşmüşsündür ki bilemezsin. aşk işte kör eder...
Kaçınılmaz bir acı sarar insanın benliğini, kurtulmak kolay değildir, normal bir aşk acısından kat ve kat fazladır. Ta ki bir başka aşka(acıya) yelken açana kadar.
''zor be anne çok zor'' diye bir replik var ya hani malum filmden dillere pelesenk olan... işte oradaki ''zor'' kelimesinin tam anlamının karşılığıdır sevgilisi olan birine aşık olmak.
karşı tarafın sevgilisi olduğunu bildiğiniz halde onun yanındayken mutlusunuzdur; bir gülümsemesiyle, hareketleriye, her şeyiyle. zaman durur siz birlikteyken ama sonra yalnız kaldığınızda aklınıza birden o acı gerçek düşer: ''benim onun için hissetiklerimi o başkasına karşı hissediyor; benim onla yapmak istediklerimi o başkasıyla yapmak istiyor, benim ona gösterdiğim ilgiyi başkası ona zaten daha fazla gösteriyor''
onun başkasının sevgilisi olması fikri bile zaten canınızı fazlasıyla acıtırken onları bir de yolda el ele görmek büsbütün dağlar yüreğinizi... ''ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi'' dizeleri gelir aklınıza.
çoğu kez de kendinizle hesaplaşırsınız ''nasıl böyle yanlış bir şey yaparım'' diye ancak duygularınıza laf geçiremeyeceğiniz gerçeğini sonradan kavrarsınız. belki bu ikilemleri yaşarken karşı tarafın da kalbini kırarsınız dengesiz hallerinizden dolayı; işte bu da acınıza tuz biber olur.
hele bazı anlar gelir ki;
aşık olduğunuz kişiyle çok tatlı bir sohbetin içinizdesinizdir; ancak tabiki o sizi normal arkadaş olara bilmektedir siz ise tam tersi, tam o sırada bir telefon çalar; mesaj gelir sevgilisinden; keser muhabbetti telefona odaklanır ya da gitmesi gerekir ortamdan..
işte o an lanet ederseniz kadere; ''neden ben senle daha önce tanışamadım?!!
hayatta karşılaşılabilecek berbat durumlardan bir tanesidir. seviyorum desen bünyenin sevgilisi var,demesen içinde seni daha da bitirecek... * (bkz: iki ucu boklu degnek)
evli olan birine aşık olmakla hemen hemen aynı olan durumdur. bünyede zaman zaman bir umut birikir, belki bir gün ayrılır diye. Ama aşık olunan kişiyi sevgilisiyle birlikte görmek kadar acı veren bir şey olamaz. insan böyle bir durumda, ardına bakmadan gitmeli. Çünkü aşk bir gün, bir yerde yine karşısına çıkacaktır.
mutsuz oldukları gözlenen sevgililerin bu durumundan istifade etmeye çalışmak. temiz duygular da vardır işin içinde, sırf fırsatçılık vardır diyemeyiz ama ilişkileri iyi giden sevgililere gönül kaptırmak da biraz mongolluktur hani.
eğer bunu yapan devamında o erkeğe/kıza yanaşmaya da çalışırsa yolunacağı, parçalanacağı, anasından doğduğuna pişman olacağı sonuçları doğuran hatayı yapmış olur.(şahsen ben direk dalarım)
(bkz: demedi deme ibrahim)
Kesinlikle "kalede kaleci var diye şut çekmeyecek miyiz?" meselesi değildir bu. Aslında çok uzun bir hikayedir.
Mantığın ve duyguların amansız bir mücadeleye girer. Ve bu mücadeleyi hep duygular kazanır. Neden mi? Çok basit. Çünkü;
Aklına uyman durumunda mantığının sana vaat ettiği hiçbir şey yoktur. Ama duygularınla hareket edersen ödülün ona karşı aşktan da öte bir şeyler hissettiğin, sana bu yazıyı yazdıran, o şirin gülümsemenin sahibi, güzeller güzelidir. O'dur. Daha doğrusu sana öyle gelir. Çünkü onun bundan haberi bile yoktur. E söyleyemezsin de utanırsın. işte burada da mantık ağır basar.
Mezuniyette o, yan masada otururken, yanına gidip onu dansa kaldıramazsın. Bir türlü gelmek bilmeyen yemeklerden önce önüne kıytırık bir salata gelir. "Ot" yersin peçeteyle ağzının kenarını silersin ama onu dansa kaldıramazsın. Dedim ya, utanırsın. Sonra onun çaktırmadan sevgilisine mesaj attığını görürsün. Bu sana tek kelimeyle "koyar".
Ve bu andan itibaren yine duygular ön plana çıkar, üstünlüğü ele alır. Ama bu kez, duyguların diğerlerinden farklı olarak. "bu iş olmayacak, ben de zavallının tekiyim" duygusudur ki bu duygu seni uhu gibi kokan tırt bir votka içmeye yönlendirir. Sonra lavaboya gidersin. Yüzüne olanca hızla bir avuç su çarparsın. Gözlerin dolar, ağlayamazsın.
Dediğim gibi; duygularla mantığın amansız bir mücadelesidir bu. ikisi de bütün güçleriyle mücadele eder. Sonuçta duygular kazanır. Ama bu savaşta diğerlerinden farklı olarak ortada hiçbir ödül yoktur. Sen onu düşünürsün o ise bir başkasını...
aşık olduğun ve şimdi bir sevgilisi olan kişi bir zamanlarda senin sevgilin olmuştur ve sen hala ona aşıksındır ama o seni çoktan unutmuştur zamanın birinde asılken artık üçüncü kişisindir.
kaçıncı olduğun ne fark ederki o başkasıyla evlilik planları yaparken sen köşende sessizce beklersin. aptalcadır belki ama içinde hala ümit vardır.
sevgilisi kızın tapusunu almadıkça sorun olmayacak olan durumdur. tabi olası bir çalma eylemi gerçekleşirse eğer ve kız sevgilisinden bu nedenle ayrılırsa, artık kıskançlık krizi dolu günler sizi bekliyor demektir. aynı şeyin size de yapılmaması için bir gerekçe yoktur.